7. Hukuk Dairesi 2015/2036 E. , 2015/2273 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı ... "nin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2- Taraflar arasında fazla mesai ücretinin hesaplanması hususunda anlaşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir.
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir.
İşçinin normal çalışma ücretinin sözleşmelerle haftalık kırbeş saatin altında belirlenmesi halinde, işçinin bu süreden fazla, ancak kırkbeş saate kadar olan çalışmaları “fazla sürelerle çalışma” olarak adlandırılır (İş Kanunu, Md. 41/3). Bu şekilde fazla saatlerde çalışma halinde ücret, normal çalışma saat ücretinin yüzde yirmibeş fazlasıdır.
4857 sayılı Yasanın 41 inci maddesinin dördüncü fıkrası, işçiye isterse ücreti yerine serbest zaman kullanma hakkı tanımıştır. Bu süre, fazla çalışma için her saat karşılığı bir saat otuz dakika, fazla süreli çalışmada ise bir saat onbeş dakika olarak belirlenmiştir. Bu sürelerin de sözleşmelerle arttırılması mümkündür.
Parça başına veya yapılan iş tutarına göre ücret ödenen işlerde, fazla çalışma süresince işçinin fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödendiğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması halinde, yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir
Somut olayda davacı dava dilekçesinde haftanın 7 günü 07.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını iddia etmiştir.
Davalı ise davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarından ... davacının sabah 07-08:00 akşam 20:00 saatleri arasında haftanın 7 günü çalıştığını, ... de sabah 07:00 akşam 20:00 saatleri arasında haftanın 7 günü çalıştığını beyan etmişlerdir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davalıyla aralarında husumet bulunan davacı tanıklarına itibarla haftanın 6 günü 08.00-20.00 saatleri arasında 12 saat çalıştığı, 1,5 saatlik yemek molası düşüldüğünde günlük 10,5 saatten haftada 63 saat çalışarak 18 saat fazla çalışma yaptığı ve yine tanık beyanlarına itibarla davacının tüm hafta tatillerinde çalıştığı kabul edilmiştir.
... İş Mahkemesinin aynı gün Dairemizde incelenen 2015/2035 Esas sayılı dosyasında aynı işi yapan işçinin ayda 2 hafta tatilinde çalıştığı, işçinin 7 gün çalıştığı haftalarda günde 3 saatten haftada 21 saat fazla mesai yaptığı ve 6 gün çalıştığı haftalarda ise günde 3 saatten haftada 18 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir. Aynı işyerinde aynı işi yapan davacı işçilerin ne şekilde farklı çalışma şartlarına sahip oldukları gerekçede açıklanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır. Kaldı ki olağandışı çalışmaların kanıtlanması yönünden dinletilen davacı tanıklarının da aynı konuda aynı işveren hakkında alacak talepli davalarının bulunduğunun anlaşılması karşısında beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerektiği tartışmasızdır. Mahkemece HMK 31. madde gereğince hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında gerekli inceleme ve araştırmalar yapılarak davacının fazla mesai ve hafta tatili alacaklarının bulunup bulunmadığı hususu tespit edilmelidir. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.
3-Davacı 08.10.2014’te harçlandırdığı ıslah dilekçesiyle taleplerini ıslah etmiş, ıslah dilekçesine karşı, davalı ... vekili zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Davalının zamanaşımı savunması dikkate alınarak 30.10.2014 tarihinde bilirkişiden ek rapor alınmış ve zamanaşımına uğrayan alacak miktarları tespit edilmiştir. Ek rapora göre davacının fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili alacaklarının bir kısmı zamanaşımına uğradığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın kısmen reddine karar verildiği ve davalı tarafın da yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiği gözetildiğinde, hüküm yerinde davalı taraf yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı ... vekili yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesi isabetsizdir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı Çimsa A.Ş."ne iadesine, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.