11. Hukuk Dairesi 2018/379 E. , 2019/5612 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Denizli Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21/12/2016 tarih ve 2014/743 E- 2016/1113 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-esastan kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen 25/09/2017 tarih ve 2017/465 E- 2017/892 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 17/09/2019 günü hazır bulunan davacı asil ... ve vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı şirketin ortağı iken şirket ortaklığından 08/01/2013 tarihinde ayrıldığını, davacının davalı şirkete ortak olduğu dönemde 1.033.817,10 TL borç verdiğini şirket ortağı ve müdür aynı zamanda davacının ağabeyi olan İsmail Aslan tarafından bu bedelin 30/06/2013 tarihine kadar davacıya ödeneceğinin bildirildiğini, ancak paranın sadece 100.000,00 TL"sinin 11/06/2013 tarihinde davacıya ödendiğini ileri sürerek, ödenmeyen 933.817,10 TL"nin 30/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunmuş, davacının 08/01/2013 tarihinde hisse devri yaparak şirket ortaklığından çıktığını, davacının şirketten bir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davanın şirketle ortağı arasında ödünç verme ilişkisinden kaynaklandığı, davacının şirkete 31/01/2005 ila 09/04/2012 arası toplam 1.033.817,10 TL nakit para aktardığı, davalı şirketin 11/06/2013 tarihinde borcuna mahsuben davacıya 100.000,00 TL ödediği, bu tarihte 6098 sayılı TBK"nın 147/4 (mülga B.K."nın 125/4) maddesindeki beş yıllık zamanaşımının kesilmiş olduğu, 11/06/2013 tarihinden geriye doğru beş yıllık dönemde davacının şirketten 147.700,42 TL alacağı kaldığı, davadan evvel temerrüt oluşmadığından bu alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsili gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 147.700,42 TL alacağın dava tarihi olan 14/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talepler zamanaşımına uğramış olduğundan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; dava tarihi itibariyle ortaklık sözleşmesinden doğan bir uyuşmazlığın söz konusu olmayıp davacı yanın alacak iddiasını ödünç verme ilişkisine dayandırdığından (Mülga BK"nın 125.maddesi) 6098 sayılı B.K"nın 146. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı, dava tarihi itibarıyla henüz bu sürenin dolmadığı, davacının davalı şirkette müdür olarak görev yaptığı süre zarfında kötü niyetle kendi lehine var olmayan bir borç yarattığına ilişkin herhangi bir olguya rastlanmadığı, davalı tarafından da bu hususun ispatlanamadığı, davacının ortak olduğu dönemde davalı şirkete toplam 1.737.887,88 TL tutarında ödeme yaptığı, dava tarihi itibariyle davalı şirket tarafından 804.070,78 TL"sinin davacıya geri ödendiği, bakiye 933.817,10 TL"nin ise ödenmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, 933.817,10 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kararı, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava; davacının, davalı şirketin ortağı olduğu dönemde, davalı şirkete ödünç vermesi nedenle davalı şirketten alacaklı bulunduğu iddiasına dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı Kanun"un yargılamaya ilişkin hükümleri uyarınca, tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve tarafların son sözleri dinlendikten sonra, hükmünü verir.
Somut uyuşmazlıkta davacı ve taraf vekillerinin hazır olduğu 21/12/2016 tarihli duruşmada, davacı vekili, sunmuş olduğu dilekçelerini tekrar ettiğini, itirazları uyarınca yeniden rapor aldırılmasını talep ettiğini beyan etmiş; davalı vekili ise yazılı beyanlarını tekrar ettiğini, davacı tarafın bazı dilekçelerinde iddialarını genişletme talebi olduğunu, muvafakat etmediğini, davanın reddini talep ettiğini ifade etmiştir. Mahkemece, davacı vekilinin inceleme yaptırılması ve yeniden rapor aldırılması yönündeki talepleri hakkında bir karar verilmemiş, tahkikatın bittiği belirtilmemiş ve taraf vekillerinin son beyanları sorulmadan hüküm verilmiştir. Bu suretle; 6100 sayılı Kanun"un yargılamaya ilişkin yasal düzenlemelerine uyulmadan hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğundan, adil yargılanma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır. Bu hususlar nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.