7. Hukuk Dairesi 2015/3299 E. , 2015/2264 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında davacı işçinin fazla mesai alacağının bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık vardır.
Davacı vekili, en son 1.485,00 TL brüt ücretle birlikte aylık 150,00 TL multinet yemek kartı ve servis sosyal hakkından faydalanarak çalıştığını, 2011 Temmuz ayı itibari ile her ay 1 tam altın prim ayrıca hedef tuttuğu takdirde 1 çeyrek altın verildiğini, bu ödemenin 2011 yılı Ağustos ayından itibaren ise her ay 420,00 TL prim ayrıca hedef tutturduğunda 600,00 TL prim olarak verildiğini, son 1 yıl içinde %100 hedefi tutturduğunu, 2 ay ise tam altın sabit hedef primi aldığını, çalışma saatlerinin haftanın 6 günü 08.00-23.00 saatleri arasında olduğu halde fazla çalışma ücretinin ödenmediğini, satış hedefleri yüzünden geceli gündüzlü çalıştığını iddia ederek fazla mesai alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının prim alabilmek için kendi iradesiyle serbest zamanlı olarak çalıştığını, prim usulü çalıştığı için fazla mesai alacağının olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Satış temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Genelde belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışan bu işçiler yönünden prim ödemelerinin fazla çalışmayı karşılayıp karşılamadığı araştırılmalıdır. İşçiye ödenen satış priminin fazla çalışmaların karşılığında ödenmesi gereken ücretleri tam olarak karşılamaması halinde aradaki farkın işçiye ödenmesi gerekir.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir.
Somut olayda davacı satış temsilcisi olarak çalışmakta olup prim almaktadır. Yapılacak iş ücret prim usulü çalışan davacıya yapılan prim ödemelerinin fazla çalışma alacağını karşılayıp karşılamadığı değerlendirilerek karşılaması halinde fazla çalışma alacağının reddine karar vermek karşılamıyor ise aradaki farka karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu husus değerlendirilmeden davacının fazla mesai alacağı talebinin kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
3- Fazla çalışma ücretlerinin yazılı belgelere dayanmaksızın ve uzun bir süre için hesaplanması halinde Yargıtay’ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline, işin düzenlenmesine ve hesaplanan tutara göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime de gidilmemelidir.
Mahkemece %50 oranında hakkaniyet indirimi yapılması hakkın özünü kaldıracak nitelikte bulunduğundan daha makul bir oranda indirim yapılmak üzere karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harçlarının istek halinde taraflara iadesine, 24.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.