Esas No: 2017/2145
Karar No: 2021/7231
Karar Tarihi: 23.11.2021
Danıştay 4. Daire 2017/2145 Esas 2021/7231 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/2145
Karar No : 2021/7231
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, devamlılık arzedecek şekilde gayrimenkul alım satımında bulunarak elde ettiği kazancını kayıt ve beyandışı bıraktığından bahisle re'sen tarh edilen 2009 dönemi vergi ziyaı cezalı vergilerin tahsili amacıyla düzenlenen .. tarih ve … sayılı ödeme emri ile tesis edilen ticari mükellefiyet işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; aralarındaki anlaşma gereğince müteahhite düşen dairelerin satıcısı olarak her ne kadar davacı görünse de gerçekte satışların müteahhite ait olduğu hususu ortada olduğundan, ihtilaflı dönemde davacının elde ettiği gelirin ticari kazanç olarak kabul edilmesini gerektirecek herhangi bir durum bulunmaması nedeniyle tesis edilen mükellefiyet işleminde ve dava konusu ödeme emrinde yasaya uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının 2009-2010 yılında yapmış olduğu satışlar nedeniyle devamlılık unsurunun gerçekleştiği, davacının söz konusu satışlar nedeniyle elde ettiği ticari kazancını beyan dışı bırakması nedeniyle hakkında yapılan tarhiyatlara karşı dava açmadığı, davacı hakkında yapılan iş ve işlemlerin yerinde olduğu, usul ve yasaya aykırı olan mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı adına, devamlılık arzedecek şekilde gayrimenkul alım satımında bulunarak elde ettiği kazancını kayıt ve beyandışı bıraktığından bahisle re'sen tarhedilen 2009 dönemi vergi ziyaı cezalı vergilerin tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin ve tesis edilen ticari mükellefiyet işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un olay tarihinde yürürlükte olan 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, ‘Ödeme Emrine İtiraz’ başlıklı 58. maddesinde ise, "Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait davalara bakan vergi mahkemesi nezdinde itirazda bulunabileceği, itirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunacağı” hükümleri yer almıştır.
Olayda, davacının gayrimenkul kira geliri yönünden Yıldırım Beyazıt Vergi Dairesi mükellefi olduğu, idareye verdiği 27/02/2003 ve 30/03/2011 tarihli dilekçelerde adresini "…Mah. …Sokak No:…/… …/…" olarak bildirdiği, davacı adına düzenlenen ihbarnamelerin 21/04/2015 tarihinde davacının bildirdiği adresine tebliğe gönderildiği, davacının belirtilen adreste oturmadığının ve başka bir kişinin ikamet ettiği hususunun tutanak altına alındığı, 213 sayılı VUK' nun 103. maddesine göre ilanen tebliğ koşullarının gerçekleştiği ve ihbarnamelerin ilanen tebliğ edildiği, Kanunun aradığı koşullara uygun tebliğ edilen ihbarnamelere süresinde dava açılmadığı ve amme alacağının ödeme emri ile takibinde hukuka aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla davacının ileri sürdüğü iddiaların ödeme emri safhasında değil ödeme emri dayanağı ihbarnamelere karşı açılacak bir davada ileri sürülmesi gerektiği, usulüne uygun olarak tebliğ edilip itirazsız kesinleşerek ödenmeyen amme borcundan dolayı düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı görüşüyle Daire kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.