16. Hukuk Dairesi 2016/5257 E. , 2019/1716 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sonucu .... Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 211 parsel sayılı 485.103,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mera vasfıyla kamu orta malı olarak sınırlandırılmış; 105 ada 18 ve 142 ada 17 parsel sayılı 9.933,26, 11.953,51 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ise tapu kaydı nedeniyle tarla vasfıyla Hazine adına; 104 ada 106 parsel sayılı 19.869,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle....adına; 105 ada 19 parsel sayılı 7.538,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına; 142 ada 18 parsel sayılı 1.657,87 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, 142 ada 21 parsel sayılı 3.107,08 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise 3402 sayılı kanun 46/1 madde koşulları gerçekleştiği belirtilerek ....adına tespit ve tescil edilmiş, sonrasında 104 ada 106, 142 ada 18 ve 21 parsel sayılı taşınmazlar kayden satış yoluyla ...’ya intikal etmiştir. Davacı ..., kayden satın aldığı 104 ada 106 parsel sayılı taşınmazın önceki maliki adına tapu kaydının bulunduğu, tapu kapsamında kalan ve zilyetliklerinde bulunan taşınmazın bir kısmının 104 ada 211 parsele dahil edildiği, 105 ada 19 parselin bir kısmının 105 ada 18 parsele, daha evvel bütün olduğunu belirttiği 142 ada 18 ve 21 parsel sayılı taşınmazların bir bölümünün de 142 ada 17 parsele dahil edildiği iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişmeli 142 ada 17 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın kabulüne, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline, 104 ada 211 ve 105 ada 18 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava konusu 104 ada 211 parsel sayılı taşınmaz yönünden, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve dava dışı 104 ada 106 parsel sayılı taşınmazı çapa dayalı olarak almış olması nedeniyle hakkı çapla sınırlı olduğuna göre, davacı ...’nın yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle bu taşınmaz hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına,
2- Dava konusu 105 ada 18 ve 142 ada 17 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, davacı adına kayıtlı 105 ada 19 parsel sayılı taşınmazın, fotogrametri bilirkişi raporunda değinilen 1973 tarihli hava fotoğrafına göre daha büyük ve tek parça halinde olmadığı, bu nedenle davacının bu taşınmazın bir bölümünün dava konusu 105 ada 18 parsel sayılı taşınmazda kaldığı iddiasının da yerinde olmadığı; 142 ada 17 parsel sayılı taşınmazın ise mahalli bilirkişi beyanlarına ve fotogrametri bilirkişi raporuna göre tarla olduğu, davacı adına kayıtlı 142 ada 18 ve 21 parsel sayılı taşınmazlarla bütün olduğu ve mevcut yüzölçümünden daha büyük olduğu gerekçesiyle, dava konusu 142 ada 17 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın kabulüne, 105 ada 18 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu yörede evveliyatında toprak tevzi komisyonunca çalışma yapıldığı ve dava konusu 105 ada 18 ve 142 ada 17 parsel sayılı taşınmazların da 4753 sayılı Yasa gereğince oluşan tapu kaydına istinaden Hazine adına tespit edildiği anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece buna ilişkin araştırma yapılmamış, toprak tevzi haritası, belirtmelik tutanağı ve tablendikatif listesi getirtilerek bunlara göre dava konusu taşınmazların durumu değerlendirilmemiş, dava konusu 105 ada 18 ve 142 ada 17 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören 26.09.1961 tarih ve sırasıyla 69 ve 94 sıra numaralı tapu kayıtları keşfen uygulanmamış ve teknik bilirkişiden toprak tevzi haritası ile kadastro paftasını çakıştırır şekilde rapor alınmamıştır. Ayrıca dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında, dava konusu taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin başlangıç tarihi ve sürdürülüş şekli açıklanmamış, mahkemece soyut içerikli ve yetersiz beyanları hükme esas alınmıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahkemece öncelikle toprak tevzi haritası, belirtmelik tutanağı, tablendikatif listesi ile dava konusu taşınmazlara uygulanan 26.09.1961 tarih 69 ve 94 sıra numaralı tapu kayıtlarının, dava konusu taşınmazlar dışında revizyon gördüğü diğer taşınmazların kadastro tutanakları dosya arasına getirtilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat bilirkişisi ve teknik bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak bu keşif sırasında bilirkişi ve tanıklardan, toprak tevzii çalışmaları sırasında uygulanan kayıt ve belgelerin dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı, taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin hangi tarihte başladığı, zilyetliğin ne zamandan beri kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü ve zilyetliğin ne şekilde intikal ettiği hususları sorularak tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve tespit dayanakları olan belgelerle denetlenmeli; teknik bilirkişiden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, toprak tevzi haritası ölçeği ile kadastro paftası ölçeği eşitlenerek ve çakıştırma yapılmak suretiyle çekişmeli taşınmazların tevzi haritasındaki konumunu gösteren denetime açık krokili rapor istenmeli, ziraat bilirkişisinden taşınmazların önceki ve mevcut niteliğini, ne kadar süreden beri hangi vasıfla kullanıldığını, dava konusu 142 ada 17 parsel sayılı taşınmaz ile bitişiğinde bulunan ve mera vasfıyla tespit edilen 142 ada 97 parsel sayılı taşınmaz arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda davalı Hazinenin tapusunun taşınmazlara uyduğunun anlaşılması halinde tapunun oluşum tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, davacı ... vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.