11. Ceza Dairesi 2016/12118 E. , 2019/2844 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Defter belge ibraz etmemek ve sahte fatura düzenlemek
HÜKÜM : Mahkumiyet
I- Sanık hakkında defter belge ibraz etmemek suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Kasıtlı suçtan mahkumiyetin kanuni sonucu olan ve kazanılmış hak kapsamına girmeyen 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
15 ay hapis cezasına mahkum edilen ve bu cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 51/3. maddesi uyarınca en az ceza süresi kadar bir denetim süresi belirlenmesi gerektiği gözetilmeden “denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanması” ibaresi ile yetinilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının erteleme ile ilgili “sanık hakkında TCK"nin 51/3. maddesi uyarınca denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanmasına” cümlesinin çıkarılarak yerine "sanık hakkında 51/3. maddesi gereğince 15 ay süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Sanık hakkında 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1- 01.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2010 gün ve 6009 sayılı Kanun"un 13. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 367. maddesinin birinci fıkrasında "yaptıkları inceleme sırasında 359 ve 360. maddelerde yazılı suçların işlendiğini tespit eden vergi müfettişleri ve vergi müfettiş yardımcıları tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlık tarafından keyfiyetin Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi mecburidir." hükmünün bulunması, dosya arasında bulunan 30.04.2013 tarih ve... sayılı Rapor Değerlendirme Komisyonu Mütalaası"na göre sanık ... hakkında defter belge ibraz etmemek suçundan ve 2012 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan mütalaa verildiği, 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin olarak verilmiş herhangi bir mütalaa bulunmadığının anlaşılması karşısında; durma kararı verilerek sanık hakkında 2008, 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarına ilişkin anılan Kanunun 367. maddesi uyarınca dava şartı olan "mütalaanın" verilip verilmeyeceği sorulup sonucuna göre sanığın hukuki durumun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a- Her takvim yılında işlenen suçların zincirleme biçimde ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu gözetilerek her bir takvim yılı için ayrı ayrı hüküm kurulması yerine tek suç kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması ile eksik ceza tayini,
b- Hükmün gerekçe kısmında, “Sanığın sabit görülen eylemine uyan 213 sayılı VUK"nin 359/b-1, 43/1 maddelerinin beş kere uygulanmasına karar vermek gerekmiş olup” denilmesine rağmen, hüküm fıkrasında, sanığın zincirleme şekilde bir kez cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle çelişkiye neden olunması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmadığından ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 19.03.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.