21. Hukuk Dairesi 2016/8701 E. , 2018/2840 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, Kurum tarafından çıkarılan 6.273,35 TL borç işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, müstahsillerden ürün satın alan davacının, davalı Kurum tarafından 2009 yılı 1-7. aylarda yapılan ürün alım bedelinden %1 oranında primi keserek Kuruma ödemesi gerektiği halde bu işlemi yapmadığı gerekçesi ile 6273,35 TL prim aslı miktarında kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece,davanın kısmen kabul ve kısmen reddine; Davacının, davalı Kurum tarafından 29/07/2010 tarih ve 11823832 numaralı borç yazısında belirtilen miktardan hükmün gerekçesinde yazılı müstahsillere ilişkin prim miktarları toplamı olan 1409,95 TL tevkifata esas prim aslı nedeniyle borçlu olduğu anlaşıldığından bu miktara ilişkin talebinin reddine, davalı Kurumun fazladan çıkardığı prim nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 29.07.2010 tarihli tevkifat borç bildirimi konulu yazı ile davacıya, çiftçilerden ürün alan kişilerin ürün bedelinin %1 oranında SGK tevkifat primi kesmek ve kurum hesabına yatırmakla yükümlü olduğu belirtilerek 2009 OCAK-2009 TEMMUZ ayına ait tevkifat tutarı toplam ana para 6.273,35 TL yi faizi ile kurum hesabına yatırması gerektiğinin bildirildiği,Kurumun 2009 yılına ait firmaya tahakkuk eden tarım tevkifat prim borcunun,firmanın çiftçiden aldığı ürün karşılığı kestiği müstahsil makbuzlarının toplam tutarının %1 olduğunu bu tutarın, ... Ticaret Borsasından aylık kişi bazında değil toplam tutar olarak alınmış olup kurum alacağının bu tutar üzerinden belirlendiğini ve Firma tevkifat bildirim listesi kuruma ibraz etmediğinden başka tespit yapılmasının mümkün olmadığını belirttiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin kurumdan davacı ...’ın ürün alımı yaptığı kişilerin 5510 SY 4b bendinin 2926 SY kapsamında kayıtları olup olmadığının bildirilmesini istemesi üzerine Kurum,davacının alım yaptığı 106 müstahsil sahibinin kurum ile ilişkisini ve tevkifat primi kesip kuruma aktarmadığı tutarları tablo halinde bildirmiştir. Mahkemece ... Ticaret Borsası ve davacının sunduğu müstahsil makbuzları değerlendirilerek, Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescili bulunmayanlardan, tescili bulunup prim borcu olanlar yönünden ürün bedellerinin %1"i karşılığı prim borcu hesaplandığı, 2009 yılına ait müstahsil makbuzlarının dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’nın resen tescil başlığını taşıyan 9. maddesine göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kuruma kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurumca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36. maddesi kapsamında Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat (kesinti) suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2. madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için Kuruma başvuru olmasa dahi bahse konu biçimde prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi Yasa"nın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. Sigortalının ürün bedelinden prim kesintisi yapılması halinde Kurumun re"sen tescil yapması Kanun gereği olup bunun için davacının dava açmasına veya ayrıca Kuruma başvurmasına gerek yoktur.
Somut olayda; ilgililerin davaya konu tevkifat kesintisi dönemlerinde 2926 sayılı Yasa kapsamından sigortalı olup olmadıkları (muafiyet durumlar) araştırılmamıştır. Davacı ,ilgili kişilerden %1 kesinti yapmama nedenini,bunların muafiyet kapsamında olduğunu belgeleyememiştir.
Yapılacak iş,davacının ürün aldığı kişilerden muafiyet belgesi almadığı, kesinti yapılmama nedenini belgeleyemediği anlaşıldığından davanın reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.