Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2855
Karar No: 2019/2577
Karar Tarihi: 26.03.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/2855 Esas 2019/2577 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmediği gerekçesiyle müşterek evden çıkarıldığını ve çeyiz ve ziynet eşyalarının davalıda kaldığını iddia ederek, çeyiz eşyalarının aynen iadesini, ziynet eşyaları için ise 800 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı ise ziynet eşyalarının bir kısmının çalındığını, bir kısmının ise bozdurulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkeme, çeyiz eşyaları isteğini kabul ederken, ziynet eşyaları isteğini reddetmiştir. Ancak Yargıtay, ziynet eşyaları isteminin yeniden değerlendirilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Davalı, ziynetlerin çalınmayan kısmının davacının rızasıyla bozdurulduğunu iddia etmiştir ancak bu iddiasını ispatlayamamıştır. Bu nedenle, ziynet eşyalarının gerçek bedelini belirlemek üzere bilirkişi aracılığıyla tespit yapılması ve bu ziynetlerin davalı tarafından aynen iadesi yapılmazsa belirlenen bedelin davalıdan tahsil edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, Medeni Kanun'un 6. maddesinde yer alan \"Kural olarak herkes, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.\" hükmüne atıfta bulunulmuştur. Ayrıca, Harçlar Kanunu'nun 30. maddesinde yer alan eksik nisbi harç yükümlülüğüne de vurgu yapılmıştır.
3. Hukuk Dairesi         2018/2855 E.  ,  2019/2577 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 26/03/2019 tarihinde taraflardan kimsenin gelmemiş olması nedeniyle işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalının kendisini müşterek evden kovduğunu, çeyiz ve ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürerek; çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik çeyiz eşyaları için 100 TL, ziynet eşyaları için 700 TL olmak üzere toplam 800 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; ziynet eşyalarının miktarlarının abartıldığını, ziynet eşyalarının bir kısmının geçimlerini sağlamak amacı ile aile birliği içinde bozdurulduğunu, bir kısmının da gidilen düğünlerde hediye olarak takıldığını, geriye kalan 1 adet altın yüzük, 1 adet altın kaplama saat, 2 adet yarım altın, 1 adet altın zincirin ise 2007 yılında evlerine giren hırsız tarafından çalındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın çeyiz eşyaları istemi yönünden kabulüne, ziynet eşyaları istemi yönünden reddine dair verilen hüküm, davacı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 23/02/2016 tarihli ve 2015/4548 E. 2016/2368 K. Sayılı ilamıyla;
    (...Eldeki davada davalı taraf, cevap dilekçesinde; niteliklerini bildirdiği bir kısım takıların hırsız tarafından çalındığını ifade etmiştir. Bu husus davacı tarafın da kabulündedir.
    Ancak davalı vekili, bu takılar dışında kalan bir kısım takıların evlilik birliği içinde bozdurulduğunu, bir kısmının ise hediye olarak götürüldüğünü beyan etmektedir.
    Medeni Kanun madde 6 gereğince; "Kural olarak herkes, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür." Davalı taraf, bir kısım takıların elden çıktığını iddia ettiğine göre, bu takıların davacının rızası ile elden çıktığını ispat etmekle yükümlü olacaktır.
    Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek davalı tarafa öncelikle bu iddiasını ispat etmek üzere imkan tanınıp, yapılacak yargılama sonucunda hasıl olacak sonuca göre bir karar verillmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu ziynetler yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir...)
    Gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyan mahkemece; 01/12/2004 tarihinde evlenen tarafların 2008 yılında ayrı yaşamaya başladıkları, 24/06/2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen ziynetlerin davacıya düğünde takıldığı, bu ziynetlerin bir kısmının çalındığı, geriye kalan ziynetlerin ise bizzat davacı ya da davacının rızası dahilinde davalı tarafından bozdurularak tatil, düğün ve memleket ziyaretleri için harcandığının davalı tanıklarının beyanlarıyla sabit olduğu, davacının dava dilekçesindeki ziynetlerine el konulduğu iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle; davacının kesinleşen çeyiz eşyaları istemi hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, ziynet eşyaları isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararında davaya konu edilen ziynetlerin bir bölümünün çalındığının taraflarında kabulünde olduğunun belirlenmiş olmasına göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Davalı, cevap dilekçesinde; taraflar arasında görülen boşanma ve nafaka davaları ile hırsızlık olayına dair soruşturma dosyasına delil olarak dayanmış, tanık deliline ise dayanmamıştır.
    Buna göre; bozma kararından sonra davalı tarafça bildirilen tanıkların beyanları hükme esas alınamaz.
    Diğer taraftan, davalı dayanmış olduğu deliller ile (evlilik birliği içinde müşterek evden çalınanlar dışındaki) ziynetlerin davacının rızasıyla ve iade edilmemek üzere bozdurulduğu yönündeki savunmasını ispat edememiştir.
    Hal böyle olunca, mahkemece; aynen iade isteminin ziynetlerin gerçek bedelini de içermesi nedeniyle, çalındığı sabit olanlar dışındaki ziynetlerin değerinin bilirkişi aracılığı ile belirlenmesi, Harçlar Kanunu"nun 30 uncu maddesi gereğince bilirkişi tarafından belirlenen değer üzerinden eksik nisbi harcın tamamlatılması için davacı tarafa süre verilmesi, ondan sonra bu ziynetlerin davalı tarafından aynen iadesine olmadığı takdirde bilirkişi tarafından belirlenen değerin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile istemin tümden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/03/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan V.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi