Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14813
Karar No: 2017/17092
Karar Tarihi: 19.12.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/14813 Esas 2017/17092 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2015/14813 E.  ,  2017/17092 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı vekili, taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen 556 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan evin vekil edeni tarafından yapıldığını açıklayarak taşınmazın 25m2’lik kısmının mülkiyetinin davacıya aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar vekili, davaya konu taşınmazda C harfi ile gösterilen, ilk tesis kadastrosunda yer almayan eklenti ve ikinci katı ifade eden taşınmaz kısmı ile ilgili mülkiyet iddialarının olmadığını ancak B harfi ile gösterilen yapı ile ilgili olarak davacının mülkiyet iddiasının reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davaya konu muhdesatın asıl kısmının kadastro tespitinden önce meydana getirildiği, tespit tarihinden sonra yapılan ilave bölümlerin ise iyileştirme gideri olduğu gerekçeleriyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması(6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re"sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir(HMK 114/1-h, 115 m.)
    Öğretide ve Yargıtay"ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.
    Öte yandan, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 19/II. maddesine göre; taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir. Bu şekilde bir belirtmenin yenilik doğurucu bir sonucu olmadığı, esasen var olan şahsi hakka aleniyet kazandıracağı ve muhdesat sahibi lehine kanıt oluşturacağı kuşkusuzdur. Kadastro Kanunu, kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanan özel nitelikli bir kanundur. 33. maddesinde, kadastro Kanunu"nun uygulandığı alanların dışında da uygulanabilecek genel nitelikli maddelere yer verilmiştir. 19. madde, genel nitelikli maddeler arasında sayılmamıştır. Buna göre ancak, aynı kanunun 12/3. maddesi gereğince, on yıllık hak düşürücü süre içinde kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak genel mahkemelerde açılan davalara 19. madde uygulanır ve iddianın kanıtlanması halinde muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyeti ile tapunun beyanlar hanesine tesciline karar verilebilir.
    Az yukarıda açıklanan hukuki olguların ışığı altında somut olaya gelince; dava konusu taşınmaz hakkında taraflar arasında ...Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/903 Esas sayılı dosyası ile derdest ortaklığın giderilmesi davası bulunduğu, dava konusu 556 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 1972 yılında yapılan kadastro çalışmalarında bahçeli kerpiç ev niteliğinde tarafların ortak mirasbırakanı Hüseyin Dündar adına tespitinin yapıldığı, parsele ait tutanağın 5.11.1973 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın intikal nedeni ile taraflar adına kayıtlı olduğu görülmüştür. Mahkemece 24.10.2014 tarihinde yapılan keşifte; dava konusu taşınmaz üzerinde bir katlı ve iki katlı evin yan yana bulunduğunun gözlemlendiği, keşif sonrasında fen bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda, dava konusu taşınmazda B harfi ile gösterilen iki katlı yapının birinci katının tesis kadastrosunda mevcut olduğu, C harfi ile gösterilen iki katlı evin sonradan yapıldığı, inşaat bilirkişi raporunda ise davaya konu yapının zemin katında bulunan duvarların en az 30 yıl öncesine ait olduğu, ana binadan önce ahır veya samanlık olarak kullanıldığı, yeni yapının eski yapı ile birlikte kullanılabilmesi için bir takım iyileştirmeler yapıldığı, zemin üstü birinci katın ise yığma briket olarak inşa edildiği belirtilmiştir.
    Duraksamadan belirtmek gerekir ki; bütünleyici parça niteliğinde olmayıp her zaman için ana taşınmazdan sökülüp götürülebilen ve taşınmazdan ayrılması mümkün olan eşyalar teferruat niteliğindedir. Yine menkul mal niteliğindeki eşyaların da muhdesat olmadığı tartışmasızdır. Toplanan deliller, inşaat bilirkişi raporu ve eki fotoğraflar, tanık beyanları ve davalıların beyanlarından; davacının tespitini istediği ev niteliğindeki muhdesatın, zemin katının kadastro tespitinden önce mevcut olduğu, ancak zemin kat üstü birinci katın kadastro tespitinden sonra yapıldığı, bahsi geçen birinci katın teferruat ya da mevcut yapıya yapılan iyileştirme gideri niteliğinde olmadığı, davalıların bu kata ilişkin mülkiyet iddiaları bulunmadığı ve tanık beyanlarından davacı tarafından yapıldığının sabit olduğu anlaşılmıştır.
    Hal böyle olunca; Mahkemece 556 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan evin zemin kat üstü birinci katı yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu, kadastro tespitinden sonra ve davacı tarafından meydana getirildiği sabit olduğu belirlendiğinden, tespiti istenen muhdesatın zemin üstü birinci katı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, iyileştirme gideri olduğu kabul edilerek yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının 1. bentte yazılı sebeplerle yerinde görülmediğinden REDDİNE, taraflarca HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 19.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi