Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2021/1968
Karar No: 2021/7248
Karar Tarihi: 23.11.2021

Danıştay 4. Daire 2021/1968 Esas 2021/7248 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/1968
Karar No : 2021/7248

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- ...
VEKİLİ : Av. ...

2- ...Vergi Dairesi Başkanlığı
(...Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek aleyhlerine olan hüküm fıkralarının taraflarca bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, defter ve belgelerini ibraz etmediğinden bahisle tarh edilen 2010/1 ilâ 12 dönemlerine ilişkin olarak tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; Mahkemelerince verilen 02/06/2020 tarihli ara karar ile, davacıdan 2010 yılına ait defter ve belgelerin istenildiği davacının bilirkişi incelemesi talebi üzerine bilirkişice düzenlenen 02/11/2020 tarihli Bilirkişi Raporu'nda; davacının 2010 yılında tüm aylarda ibraz edilen alış belgelerinin yok denecek kadar az olduğu, buna göre yeniden düzenlenen katma değer vergisi beyannamelerine göre ödenmesi gereken katma değer vergisi tutarının davacı tarafından kendi beyanları sonucunda ödenen katma değer vergisi tutarları düşülmek suretiyle yeniden oluşturularak toplam 1.454.441,92-TL katma değer vergisinin davacı adına tarh edilmesi gerektiğinin belirtildiğinden vergi ziyaı cezalı tarhiyatların 1.454.441,92-TL'lik kısmında hukuka aykırılık, bu kısmı aşan kısmında ise hukuka uyarlık bulunmadığı, tekerrüre esas alınan ceza davacıya 05/05/2010 tarihinde tebliğ edilerek kesinleştiği ve ancak 2011 ve sonrasında kesilecek cezalar için tekerrür uygulanabileceğinden anılan tutara isabet eden vergi ziyaı cezalarının tekerrür nedeniyle artırılan kısımlarında da hukuki isabet olmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, istenilen belgelerin 10 yıl öncesine ait olduğundan saklama yükümlülüğünün 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 253. maddesi gereğince 5 yıl olup, sona erdiği, davanın konusunun defter belge ibraz etmemekten kaynaklı olup, usulüne uygun tutulan defterleri ibraz edildiğinden yasal defterlerde yer alan katma değer vergisi beyanları esas alınmak suretiyle bir tespit yapılarak cezalı tarhiyatların kaldırılması gerektiği belirtilerek redde dair karar kısmının bozulması istenilmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı tarafından, İdarece yapılan cezalı tarhiyatlar ile vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri uyarınca arttırılmasının hukuka uygun olduğu belirtilerek kabule ilişkin hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20. maddesi ile re'sen araştırma ilkesinin benimsendiği ve aynı Kanunun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266. maddesinde, hakimin özel veya teknik bilgiyi gerektiren bir konuda bilirkişi incelemesi yaptırmaya yetkili olduğu, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı kurala bağlanmıştır.
Danıştayda İçtihatları Birleştirme müessesesi, 06/01/1982 gün ve 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 39. maddesi ile düzenlenmiştir. Buna göre; İçtihatları Birleştirme Kurulu, dava dairelerinin veya idari ve vergi dava daireleri kurullarının kendi kararları veya ayrı ayrı verdikleri kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık görüldüğü veya birleştirilmiş içtihatların değiştirilmesi gerekli görüldüğü takdirde, Danıştay Başkanının havalesi üzerine, Başsavcının düşüncesi alındıktan sonra işi inceler ve lüzumlu görürse, içtihadın birleştirilmesi veya değiştirilmesi hakkında karar verir. Aynı Kanunu'un 40. maddesinin üçüncü fıkrasında; Kurulun içtihatların birleştirilmesi veya değiştirilmesi hakkındaki kararlarının gönderildikleri tarihten itibaren bir ay içerisinde Resmi Gazete'de yayımlanacağı, dördüncü fıkrasında ise; bu kararlara Danıştay daire ve kurulları ile İdarî mahkemeler ve idarelerin uymak zorunda olduğu hükmüne yer verilmiştir. Dolayısıyla Danıştay içtihatları birleştirme kararları bağlayıcı ve uyulması zorunlu kararlar olup hukukun asli kaynaklarındandır.
Yukarıda yer verilen kanun hükümleriyle, İçtihatları birleştirme kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu belirtilerek, hukukun uygulanmasında çelişkili kararların önüne geçilmesi ve uygulamada birliğin, böylece aynı konularda farklı uygulamaların önlenmesi, eşitlik ilkesinin sağlanması amaçlanmıştır.
Nitekim Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 08/02/2019 tarih ve E:2013/3, K:2019/1 sayılı kararıyla; davacılar tarafından, mücbir sebep olmaksızın inceleme elemanına ibraz edilmeyen yasal defterler ve belgelerin mahkemeye sunulabileceğinin ileri sürülmesi halinde, bu defter ve belgeler davacıdan istenilip, defterlerdeki kayıtlar incelenip, bu kayıt ve belgeler hakkında davanın diğer tarafı olan vergi dairesinin görüşü ve saptamaları da alınarak yapılacak hukuki değerlendirmeye göre karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, oluşan içtihat aykırılığının bu doğrultuda birleştirilmesine karar verilmiştir.
Bu durumda, her ne kadar teknik bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi incelemesi yaptırılması idari yargılama usulünde re'sen araştırma ilkesinin bir gereği ise de uyuşmazlık konusunda farklı uygulamaların önüne geçilmesi amacıyla verilen ve bağlayıcı nitelikte olan söz konusu içtihadı birleştirme kararının öncelikle uygulanması gerekmektedir. Dolayısıyla davacının ilk derece mahkemesince yapılan yargılama aşamasında ibraz edebileceğini belirttiği defter ve belgeler istenilerek, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun anılan kararında belirtildiği üzere İdareye tevdii ile İdarenin görüş ve saptamaları alınarak yapılacak hukuki değerlendirmeye göre karar verilmesi gerekirken bilirkişiye rapor düzenlenmek üzere gönderilerek bilirkişi raporu doğrultusunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamakla birlikte davanın kısmen kabulüne kısmen reddine ilişkin olarak verilen Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve ...TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dava konusu uyuşmazlıkta, davacı adına, defter ve belgelerini ibraz etmediğinden bahisle tarh edilen 2010/1 ilâ 12 dönemlerine ilişkin olarak tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilen davada, Mahkemece verilen ara karar uyarınca ihtilaflı döneme ilişkin defter ve belgelerin bilirkişiye ibrazı maksadıyla istenildiği yevmiye, envanter ve kebir defterleri sunulduğu ancak alış fatura ve belgelerinin sunulamadığı görülmüştür. Davacı tarafından anılan belgelerin bulunamadığı kaldı ki beş yıllık saklama yükümlülüğünün de sona erdiği belirtilmiş, Mahkemece dava açılarak ihtilaflı hale gelen hususa ilişkin olarak anılan yasal belgeleri saklama yükümlülüğünün sona erdiğini kabule imkan bulunmadığı öte yandan re'sen araştırma ilkesi gereğince Mahkemenin hukuki konular dışında teknik ve uzmanlık gerektiren bilgiye ihtiyaç duyulan uyuşmazlıklarda bilirkişi raporu temininin idarenin yerine geçerek takdir yetkisini kullanmak olmadığı belirtilmek suretiyle mezkur rapora itirazlar yerinde görülmeyerek anılan raporla yeniden düzenlenen ve davacının belge sunduğu dönemlere ilişkin beyanlar mahsup edilmek suretiyle yapılan katma değer vergisi hesaplamalarına dayanılarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 08/02/2019 tarih ve E:2013/3, K:2019/1 sayılı kararıyla; davacılar tarafından, mücbir sebep olmaksızın inceleme elemanına ibraz edilmeyen yasal defterler ve belgelerin mahkemeye sunulabileceğinin belirtilmesi durumunda söz konusu defter ve belgeler davacıdan temin edilerek, sözü edilen yasal defter, belge ve kayıtlar incelenip, bu kayıt ve belgeler hakkında davanın diğer tarafı olan vergi dairesinin görüşü ve saptamaları da alınarak yapılacak hukuki değerlendirmeye göre karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, oluşan içtihat aykırılığının bu doğrultuda birleştirilmesine karar verilmiştir.
Bakılmakta olan davada, söz konusu içtihadın, verildiği tarih olan 08/02/2019 tarihinden itibaren yargı yerleri ve dolayısıyla anılan vergi mahkemesi için bağlayıcı ve uyulması zorunlu hukukun asli kaynağı niteliğinde olduğu anlaşıldığından, bu içtihadı birleştirme kararı sonrasında, anılan içtihat gözetilmeksizin Mahkemece verilen 24/09/2020 tarihli ara kararıyla; davacıya ait yasal defter ve belgelerin bilirkişiye tevdii ile yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu uyarınca verilen kararın hukuka uygun olmadığı düşünülmektedir.
Bu nedenle, davacı temyiz isteminin kabulü ile temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyoruz.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi