10. Hukuk Dairesi 2019/3477 E. , 2020/4368 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul 20. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I-İSTEM
Davacı 01.06.2002-30.04.2014 tarihleri arasında davalı apartman yönetimi nezdinde apartman görevlisi olarak çalıştığının tespitini talep etti.
II-CEVAP
Davalı Kurum davada hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının çalışmasını ispatlaması gerektiği, davalı apartman yönetimi davacının apartmanda kat maliki olarak ikamet ettiğini, bir dönem davacının da yöneticilik yaptığını, apartman yönetimi ile davacı arasında hiçbir zaman işçi işveren ilişkisinin kurulmadığını iddia ederek, davanın reddini savunmuşlardır.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, davacının çalışmasını ispatlayamaması nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.
B-BAM KARARI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, usul ve esas açısından ilk derece mahkemesi kararını yerinde bulmak suretiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, davacının davalı apartmanda apartman görevlisi olarak çalıştığını ancak davacı adına hiç bildirim yapılmadığını, mahkemece davacı lehine olan tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, Bölge Adliye mahkemesi kararının yerinde olmadığını beyanla kararın bozulmasını istemişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79.maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesidir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
İnceleme konusu dosyada; davacı 01.06.2002-30.04.2014 tarihleri arasında davalı apartman nezdinde çalıştığının tespitini talep etmiş, mahkemece sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerden davacının bazı apartman gelir-gider makbuzlarında imzasının bulunduğu, makbuzu veren kişi kısmında davacının adının yazdığı, davacının dairelerden elektrik, temizlik, asansör parası topladığı, davalı apartman yönetiminin binada 2004 yılından itibaren kombili ısınmaya geçildiği, davacının apartmanda kat maliki olduğu hatta bir dönem yöneticilik de yaptığı, davacının eşinin onbeş günde bir merdivenleri sildiği yönünde beyanı olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Somut dosyada; davacı davalı apartmanda apartman görevlisi olarak çalıştığını iddia ettiğinden, apartmanda hangi işleri yaptığı, çalışma şeklinin nasıl olduğu, ücretini nasıl aldığı hususlarında beyanı alınmalı, çevre binalarda kapıcılık yapan kişiler tespit edilerek tanık olarak ifadelerine başvurulmalı, komşu iş yeri sahipleri ile bu iş yerlerinde kayıtlı çalışan kişilerden re"sen tanık tespiti yapılarak beyanları alınmalı, apartmanın gelir gider ve karar defterleri celp edilerek incelenmeli, davacının davalı apartmanda yöneticilik yapıp yapmadığı, kat maliki olup olmadığı araştırılmalı, apartmanın kaç daireden ibaret olduğu, bahçesinin olup olmadığı tespit edilerek, bu şekilde apartman görevlisine ihtiyaç olup olmadığı veya apartman görevlisinin iş kapasitesi belirlenmeli, çalışmanın varlığı ve süresi araştırılarak ve elde edilecek deliller değerlendirilerek karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı"ya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 15/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.