Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2637
Karar No: 2012/9450

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2010/2637 Esas 2012/9450 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2010/2637 E.  ,  2012/9450 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Kıdem tazminatının davacının 1 yıl 4 ay 26 günlük kıdemi nedeniyle;
    1 yıllık kıdem için giydirilmiş günlük brüt ücret 26,29 TL. X 30 = 803,70 TL.
    4 aylık kıdem için giydirilmiş günlük brüt ücret 26,29 TL. X 30 / 12 X 4 = 267,90 TL.
    26 günlük kıdem için giydirilmiş günlük brüt ücret 26,29 TL. X 30 / 365 X 26 = 57,24 TL. TOPLAM= 1.128, 84 TL. olarak hesaplanması gerekirken kıdem gün sayısı üzerinden hatalı hesabı sonucu noksan tespiti temyiz edenin sıfatına göre bozma sebebi yapılmamıştır.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323 üncü maddesi uyarınca, yargılama giderleri şunlardır:
    a) Celse, karar ve ilam harçları.
    b) Dava nedeniyle yapılan tebliğ ve posta giderleri.
    c) Dosya ve sair evrak giderleri.
    ç) Geçici hukuki koruma tedbirleri ve protesto, ihbar, ihtarname ve vekâletname düzenlenmesine ilişkin giderler.
    d) Keşif giderleri.
    e) Tanık ile bilirkişiye ödenen ücret ve giderler.
    f) Resmî dairelerden alınan belgeler için ödenen harç, vergi, ücret ve sair giderler.
    g) Vekil ile takip edilmeyen davalarda tarafların hazır bulundukları günlere ait gündelik, seyahat ve konaklama giderlerine karşılık hâkimin takdir edeceği miktar; vekili bulunduğu hâlde mahkemece bizzat dinlenmek, isticvap olunmak veya yemin etmek üzere çağrılan taraf için takdir edilecek gündelik, yol ve konaklama giderleri.
    ğ) Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti.
    h) Yargılama sırasında yapılan diğer giderler.
    Yasanın müteakip maddeleri uyarınca;
    Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak ödemek zorundadırlar. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır (6100 sayılı Yasa Md. 324)
    Davanın taraflarınca üzerinde serbestçe tasarruf edilemeyen dava ve işlerde, hâkim tarafından resen başvurulan deliller için gereken giderlerin, bir haftalık süre içinde taraflardan birisi veya belirtilecek oranda her ikisi tarafından ödenmesine karar verilir. Belirlenen süre içinde bu işlemlere ait giderleri karşılayacak miktarda avans yatırılmazsa, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere Hazineden ödenmesine hükmedilir (6100 sayılı Yasa Md. 325).
    Yasada açıkça yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinden, aleyhine hüküm verilen taraf sorumludur. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarını da kararlaştırabilir (6100 sayılı Yasa Md. 326).
    Yasanın 327 nci maddesi gereğince, gereksiz yere davanın uzamasına veya yargılama giderine sebebiyet vermiş olan taraf, davada lehine karar verilmiş olsa dahi, karar ve ilam harcı dışında kalan yargılama giderlerinin tamamını veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir. Bir kişi davada sıfatı olmadığı hâlde, davacıyı, davalı sıfatı kendisine aitmiş gibi yanıltıp, kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet verdiği durumlarda, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddi hâlinde, davalı yararına yargılama giderlerine hükmedilemez.
    Fer’î müdahil olarak davada yer alan kimse, yanında katıldığı taraf haksız çıkarsa, yalnızca fer’î müdahale giderinden sorumlu tutulur, aksi hâlde bu giderler diğer tarafa yükletilir. Ancak, hüküm üçüncü kişinin katıldığı taraf lehine verilmiş olsa bile, lehine hükmolunan tarafın hâl ve davranışı, üçüncü kişinin davaya katılmasını gerektirmişse, müdahale giderinin tamamı veya bir kısmı, lehine hüküm verilen tarafa yükletilebilir (6100 sayılı Yasa Md. 328).
    Değinilen Yasanın 329 uncu maddesi uyarınca, kötüniyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, yargılama giderlerinden başka, diğer tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekâlet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir. Vekâlet ücretinin miktarı hakkında uyuşmazlık çıkması veya mahkemece miktarının fahiş bulunması hâlinde, bu miktar doğrudan mahkemece takdir olunur. Kötüniyet sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, bundan başka beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası ile mahkûm edilebilir. Bu hâllere vekil sebebiyet vermiş ise disiplin para cezası vekil hakkında uygulanır.
    Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan durumlarda, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder. Davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hâllerde yargılama giderleri davacıya yükletilir. (6100 sayılı Yasa Md. 331).
    Yasanın 332 ve 333 üncü maddelerin açık hükmü gereğince, yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedilir.
    Yapılan giderin tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterilir.
    Hükümden sonraki yargılama giderlerini hangi tarafın ödeyeceği, miktarı ve dökümü ile bu giderlerin hangi tarafa yükletileceği, mahkemece ilamın altına yazılır.
    Hükmün kesinleşmesinden sonra mahkeme kendiliğinden, yatırılan avansın kullanılmayan kısmının iadesine karar verir. Bu kararın tebliğ gideri iade edilecek avanstan karşılanır.
    Adli yardım konusu da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
    Şöyle ki:
    Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, haklı oldukları yolunda kanaat uyandırmak kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler. Kamuya yararlı dernek ve vakıflar, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler. Yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri ise ayrıca karşılıklılık şartına bağlıdır.
    Adli yardım kararı, ilgiliye, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak sorumlu tutulmama, yargılama ve takip giderleri için teminat göstermekten muafiyet, dava ve icra takibi sırasında yapılması gereken tüm giderlerin Devlet tarafından avans olarak ödenmesi, davanın avukat ile takibi gerekiyorsa, ücreti sonradan ödenmek üzere bir avukat temini imkânlarını sağlar.
    Mahkeme, talepte bulunanın, yukarıda sayılan hususlardan bir kısmından yararlanmasına da karar verebilir.
    Adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.
    Adli yardım, asıl talep veya işin karara bağlanacağı mahkemeden istenir.
    Talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır. Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a yapılır. Adli yardım talebine ilişkin evrak, her türlü harç ve vergiden muaftır.
    Mahkeme, adli yardım talebi hakkında duruşma yapmaksızın karar verebilir.
    Adli yardım talebinin kabul veya reddine ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.
    Ancak, adli yardım talebi reddedilirse, sonradan gerçekleşen bir sebebe dayanılarak tekrar talepte bulunulabilir.
    Adli yardım, daha önce yapılan yargılama giderlerini kapsamaz.
    Adli yardımdan yararlanan kişinin mali durumu hakkında kasten veya ağır kusuru sonucu yanlış bilgi verdiği ortaya çıkar veya sonradan mali durumunun yeteri derecede iyileştiği anlaşılırsa adli yardım kararı kaldırılır.
    Adli yardım kararından dolayı ertelenen tüm yargılama giderleri ile Devletçe ödenen avanslar dava veya takip sonunda haksız çıkan kişiden tahsil olunur.
    Adli yardımdan yararlanan kişinin haksız çıkması hâlinde, uygun görülürse yargılama giderlerinin en çok bir yıl içinde aylık eşit taksitler hâlinde ödenmesine karar verilebilir.
    Adli yardımdan yararlanan kişi için mahkemenin talebi üzerine baro tarafından görevlendirilen avukatın ücreti, yargılama gideri olarak Hazineden ödenir. (6100 sayılı Yasa Md. 334 ilâ 340).
    Yasanın 84 üncü maddesi uyarınca,
    a) Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşının dava açması, davacı yanında davaya müdahil olarak katılması veya takip yapması,
    b) Davacının daha önceden iflasına karar verilmiş, hakkında konkordato veya uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırma işlemlerinin başlatılmış bulunması, borç ödemeden aciz belgesinin varlığı gibi sebeplerle, ödeme güçlüğü içinde bulunduğunun belgelenmesi, hâllerinde, davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat gösterilmesi zorunludur.
    Davanın görülmesi sırasında teminatı gerektiren durum ve koşulların ortaya çıkması hâlinde de mahkeme teminat gösterilmesine karar verir.
    Mecburi dava ve takip arkadaşlığında teminat gösterme yükümlülüğü, bu yükümlülüğün tüm davacılar bakımından mevcut olması hâlinde doğar.
    Bununla birlikte, davacının adli yardımdan yararlanması, yurt içinde istenen teminatı karşılamaya yeterli taşınmaz malının veya ayni teminatla güvence altına alınmış bir alacağının bulunması, davanın, sırf küçüğün menfaatlerini korumaya yönelik olarak açılması, ilama bağlı alacak için icra takibi yapılması hâllerinde teminat istenemez (6100 sayılı Yasa Md. 85).
    Hâkim tarafından belirlenen kesin süre içinde teminat gösterilmezse, dava usulden reddedilir.
    Müdahale talebinde bulunan kişi, kesin süre içinde istenen teminatı vermezse, müdahale talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilir. Teminat gösterilmesini gerektiren sebep ortadan kalktığı takdirde, ilgilinin talebi üzerine mahkeme, teminatın iadesine karar verir (6100 sayılı Yasa Md. 88-89).
    Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.
    Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir.
    Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez (6100 sayılı Yasa Md. 312).
    Somut olayda davacı Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne verdiği dilekçe ile tahkikat evrakının 5521 sayılı Yasa’nın 10. maddesi uyarınca Mahkeme’ye gönderilmesini talep etmiş, tahkikat evrakı bu talep üzerine Mahkeme’ye gönderilmiştir.
    Bölge Çalışma Müdürlüğü’nün tahkikat evrakını 5521 sayılı Yasa’ nın 10. maddesi uyarınca Mahkeme’ ye göndermesi halinde kural olarak Mahkeme tarafından davacıya dava dilekçesini hazırlayıp, harcını ikmal edip, davalıya tebliğ ettirmesi için süre verilmesi gerekir.
    Ancak, dosyadaki tahkikat evrakının Mahkeme’ye gönderilmesine ilişkin talep dilekçesinde talep edilenler ve miktarları belirtildiğinden ve bu talepler Bölge Çalışma Müdürlüğü’nün üst yazısında da açıklandığından “ davanın 1086 sayılı yasa döneminde açılması ve 6100 sayılı Yasa’ nın yürürlüğünden önce İş Mahkeme’lerinde sözlü yargılama usulü uygulandığından “ davacıya ayrı bir dava dilekçesi düzenletilmemesi sonuca etkili görülmemiştir.
    Ancak;
    Davacı Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne yaptığı “ konunun İş Mahkeme’sine gönderilmesine ilişkin başvuru dilekçesinde 1.129,73 TL. brüt kıdem tazminatı ile 750, 12 TL. brüt ihbar tazminatının tahsilini talep etmiştir.
    Mahkeme kararında da belirtildiği üzere İş Müfettişinin belirlediği rakamlar bağlayıcı olmayıp, Mahkemenin kabul ettiği rakamlar önemlidir.
    Dosyada kıdem tazminatı açısından hem İş Müfettişinin hesap tarzı, hem de Mahkeme’nin hükmüne dayanak yaptığı bilirkişinin hesap tarzı hatalı olup, dolayısı ile Mahkeme’nin hükmettiği kıdem tazminatı miktarı hatalıdır.
    Davacının İş Müfettişinin belirlediği miktarları talep etmesi davacının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
    Mahkemeler yaptıkları yargılama sonunda yargılama giderleri hakkında yasadaki düzenlemelere göre karar vermek zorundadır.
    Bu nedenle Mahkemenin tarafların yaptıkları yargılama giderlerini red ve kabul oranına göre belirlemesi ve vekille temsil edilen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken “ davacı Bölge Çalışma Müdürlüğü tarafından açılan davadaki talepleri ile bağlı olduğundan” şeklindeki hiçbir yasal temele dayanmayan gerekçe ile yargılama giderlerini oranlamaması, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalı olup, bozma sebebi ise
    de bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HMK.nun 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    Sonuç:
    Hüküm fıkrasının 3 ve 4 numaralı bentlerinin tamamen çıkartılarak, yerlerine;
    “ 3- Davacının yaptığı ilk masraf olan 9 TL. tebligat, 41,00 TL. harç masrafının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
    Davacının yaptığı ilk masraflar hariç, 180,00 TL. yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 179,56 TL. sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
    Davalının yaptığı 40,00 TL. yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 4,55 TL. sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
    4- Davalı Vekille temsil edildiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihindeki AAÜT. sinin 12 maddesi dikkate alınarak hesaplanan 575, 00 TL. red vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, “bentlerinin yazılması suretiyle hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 01.03.2012 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi