18. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/7226 Karar No: 2016/2777 Karar Tarihi: 22.02.2016
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/7226 Esas 2016/2777 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava konusu, taşınmazların tapu kayıtlarının sahiplerinin tespiti ve haklarının korunması amacıyla kayyım atanması talebidir. Mahkeme, mirasçıların kimlik bilgilerinin tapu ve kolluk kuvvetlerinden gelen cevap yazılarına uygun olduğunu belirtmiş ve bu nedenle mirasçıların kesin olarak tespit edilmesinin gerekli olmadığını söyleyerek davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, yazılı şekilde hüküm verilmesinin yanlış olduğunu, dava konusu taşınmazların vergi kayıtları, nüfus kayıtları ve varsa veraset belgeleri gibi delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ve eksik inceleme yapıldığını vurgulayarak kararı bozmaktadır. Kanunlar olarak, dava konusu 3561 sayılı kanunun 1. ve 2. maddeleri ve Türk Medenî Kanunu'nun 427. maddesi gösterilebilir.
18. Hukuk Dairesi 2015/7226 E. , 2016/2777 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Asıl dava ve birleşen dava dilekçelerinde, 3561 sayılı Kanun gereği kayyım atanması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili asıl dava dilekçesinde, dava konusu 285 ada 6 ve 7 ile 62 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarında .. adına, birleşen dava dilekçesinde ise dava konusu 287 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ... adına tapuda kayıtlı oluğunu, ....hak ve menfaatlerinin korunması için 3561 sayılı Yasa uyarınca kayyım atanmasına karar verilmesini istemiş; mahkemece, bu kimselerin kimlik bilgileri ile ilgili olarak kolluktan ve tapudan gelen cevap yazılarının örtüştüğü, mirasçılarının tespit edilebileceği, kendilerine kayyım tayini istenen kişilerin kim oldukları belli olduğundan mirasçılarının kesin olarak tespit edilmesinin gerekmediği, tespit edilebilir olmasının yeterli olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Dava, 3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkin olup Kanunun 1. maddesinde bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle malvarlıkları üzerinde .. menfaatinin korunmasını sağlamak üzere mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanması, yetkileri, yetki devri, kayyımlık mallarının yönetimi ve giderleri, kayyım ve görevli personele ödenecek ücretler ile diğer hususlara ilişkin usul ve esaslarının düzenlendiği; 2. maddesinde ise, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 427. maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamının bu kimselerin malları üzerinde ... hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştıracağı .... hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı olarak tayin edeceği hükme bağlanmıştır. Mahkemece, ... kayyım atanması talebi yönünden konuya ilişkin kanun hükümleri ve kanunun amacı gözetilerek dava konusu taşınmazlara ait vergi kaydıyla ilgili bilgi ve belgelerin belediye başkanlığından ve vergi dairesi müdürlüğünden, kayıt ve belgelerde kimlik bilgilerinin bulunması halinde nüfus müdürlüğünden ilgililerin nüfus aile kayıtları getirtilerek tapu malikleriyle irtibatının araştırılması, varsa mirasçılara ilişkin veraset belgelerinin istenilmesi ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği halde, eksik inceleme ve araştırmayla davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.