20. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/3871 Karar No: 2019/5319 Karar Tarihi: 30.09.2019
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/3871 Esas 2019/5319 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul'da bir kiracı, kira bedelinin tespiti talebiyle dava açtı. Ancak dava, önce 7. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yetkisizlik kararı verildi, ardından 1. Sulh Hukuk Mahkemesi de aynı nedenden dolayı yetkisizlik kararı verdi. Davacı tarafından sunulan kira sözleşmesinde yetki şartı bulunmasına rağmen, davacının tacir olmadığı belirtildi ve yetki şartının geçerli olamayacağı sonucuna varıldı. Kararda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 17. maddesi hakkında açıklamalar yapıldı. Yetki sözleşmesinin tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı durumlarda geçerli olacağı belirtilen maddede, kesin yetkinin olduğu durumlarda yetki sözleşmesi yapılamayacağı ve yetki sözleşmesinin yapılmış olmasının resen yetkisizlik kararı verilmesine neden olamayacağı vurgulandı. Sonuçta, davanın taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olan Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülmesine karar verildi. Kararda, HMK'nın 21 ve 22. maddeleri ve 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi de belirtildi.
20. Hukuk Dairesi 2019/3871 E. , 2019/5319 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava, kira bedelinin tespiti istemine ilişkin olarak açılan davada .... 7. Sulh Hukuk ile .... 1. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü K A R A R Dava, kira bedelinin tespiti talebine ilişkindir. ...... 7. Sulh Hukuk Mahkemesince, davalı vekili süresi içinde yetki itirazında bulunmuş olmakla öncelikle yetki hususu incelenmiştir. Somut uyuşmazlıkta kesin yetki kuralı olmayıp yetkinin genel kurallara göre belirlenmesi gereklidir. Davacı kendi yerleşim yerinde dava açabileceği gibi, davalının yahut kiralananın bulunduğu yargı çevresinde de dava açabilir. Davacının MERNİS adresi ve vekaletnamedeki adresi "...... Adliyesinin yargı çevresi içerisindedir. Davalının adresi ve kiralananın bulunduğu yer ise .... Adliyesi yargı çevresinde kalmaktadır. Davacı tarafça sunulan kira sözleşmesinin 17. maddesinde yetki şartı yer almakta ise de; davalı vekili anılan maddenin ıslak imzalı metinde olmadığını iddia etmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 17. maddesinde yer alan yetki şartının geçerli olması için sözleşmenin taraflarının tacir yahut kamu tüzel kişisi olmasının gerekli olduğu davacının, sözleşmede kiralayan olarak yer aldığı, davacı vekilinin beyanında davacının tacir olmadığını belirttiği dikkate alındığında davalının savunmasının aksinin kabulü halinde dahi yetki şartının geçerli olduğunundan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. .... 1. Sulh Hukuk Mahkemesince, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin 17. bendinde açıkca tarafların İstanbul mahkemelerini kesin yetkili kıldıkları anlaşıldığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 17. maddesinde "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır." düzenlemesi yer almaktadır. Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK"nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. Mahkemece re"sen yetkisizlik kararı verilebilecek haller, dava şartı olan, kesin yetki halleridir. HMK"nın 18. maddesi kesin yetkinin olduğu hallerde tarafların yetki sözleşmesi yapamayacaklarını açıkca düzenlemiştir. Bu nedenle yetki sözleşmesi kesin yetkinin olduğu hallerde yapılamaz. Yetki sözleşmesinin yapılmış olması da resen yetkisizlik kararı verilebilecek hallerden değildir. (11. HD 2016/15056 -2017/319 vb) Somut olayda, davalının mahkemeye sunduğu kira sözleşmesinde yetkili mahkeme olarak İstanbul mahkemeleri yazmadığı gibi kira sözleşmesinin 17. bendi boş bırakılmıştır. Bu durumda davanın taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olan ...... Sulh Hukuk Mahkemesince görülüp çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.