Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/2051 Esas 2020/8304 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2051
Karar No: 2020/8304
Karar Tarihi: 10.12.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/2051 Esas 2020/8304 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2017/2051 E.  ,  2020/8304 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.03.2014 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal, birleştirilen davada 18.05.2015 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 13.07.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-birleştirilen davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Asıl dava elatmanın önlenmesi ve kal, birleştirilen dava temliken tescil istemlerine ilişkindir.
    Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin kayden maliki olduğu 273 ada 58 parsel sayılı taşınmazına komşu 273 ada 59 parsel maliki davalının ağaç dikmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve kal isteklerinde bulunmuş, birleştirilen davanın reddini savunmuştur.
    Davalı vekili ise, asıl davanın reddini savunmuş; birleştirilen davalarında da ağaçların dikili olduğu yerle ilgili olarak temliken tescile karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir
    Hükmü, davalı - birleştirilen dosyada davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre, davalı - birleştirilen dosyada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş; bu nedenle reddi gerekmiştir.
    2- Davalı-birleştirilen dosyada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup HMK"nin 294. maddesi uyarınca hüküm yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar olduğundan, hüküm fıkrasında mahkemenin neye karar verdiği açıkça yazılmalı ve hükmün infazı mümkün olmalıdır.
    Bunların yanında hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir (HMK m.26/1).
    Somut olaya gelince; mahkemece, asıl dava hakkında davanın kabulüne karar verilmiş ancak neye karar verildiği, uyuşmazlığın nasıl giderileceği açıkça yazılmamıştır. Bu durum karşısında hüküm fıkrasının açık ve infazının mümkün olmadığı, davanın kabulü ile neye karar verildiği açıkça yazılmadığı ve yukarıda açıklanan unsurlar yönünden hükmün eksik olduğu anlaşıldığından kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-birleştirilen dosyada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalı-birleştirilen dosyada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.