Esas No: 2019/254
Karar No: 2022/1542
Karar Tarihi: 12.10.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/254 Esas 2022/1542 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada, taraflar arasındaki işyeri sigorta poliçesi kapsamında davalı taraf sigorta şirketinden tazminat talep edilmiş ancak demirbaş eşyalar poliçe kapsamında bulunmadığı için talep reddedilmiştir. Davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu da reddedilmiştir. Kararda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 352, 353/1,b,1, 355/1, 359/3 ve 359/4 maddeleri ile Harçlar Kanunu ve TTK'nın 1420. maddesi detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2019/254
KARAR NO : 2022/1542
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/04/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/500E., 2018/314K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, taraflar arasında işyeri sigortası yapıldığını, 15/08/2015 tarihinde depo olarak kullanılan yerde hırsızlık meydana geldiğini, demirbaş eşyalardan dolayı zararın poliçe kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle tazmin edilmediğini ileri sürerek, şimdilik 5.000,00 TL’nin ticarî faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında “İşyeri Sigorta Poliçesi” bulunduğunu, "... Bankası ... Şubesi"nin daini mürtehin olduğunu, dava açılmasına muvafakat etmesi gerektiğini, çalınan eşyaların demirbaş niteliğinde olduğunu ve teminat kapsamında bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi'nce, "... davacının depo olarak kullandığı yerde meydana gelen hırsızlık olayında demirbaş eşyaların çalındığı ve davacının çalınan eşyaların poliçe kapsamında bulunduğu iddiasıyla eldeki davayı açtığı; davalının ise, "demirbaş eşya"nın poliçe kapsamında bulunmaması sebebiyle davanın reddini istediği; taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünün "poliçe" içeriğine göre çözümlenmesi gerektiği ve poliçede "Bina ve Emtea"nın teminat altına alınmış olduğu görülmüştür. Bilirkişilerin 11/10/2017 UYAP taramalı raporunda, hasara konu kıymetlerin demirbaş eşya niteliğinde olduğunu ve depoda emtea niteliğinde eşya bulunmadığının tespit edildiğini ancak sigorta poliçesinde bilgilendirme yapıldığına dair sigorta ettirenin imzalarının bilgilendirme formunda yer almadığını, bildirmişlerdir. Öncelikle, hırsızlık konusu malların demirbaş eşya niteliğinde olduğu bilirkişi görüşü ile belirlenmiştir. Demirbaş eşya, sigorta poliçesinde teminat altında bulunmamaktadır. Bilirkişi kurulu her ne kadar demirbaş eşyaların poliçe kapsamında bulunmadığına ilişkin bilgilendirme yapıldığına yönelik imza alınmadığını ileri sürmüş ise de tacir olan davacının sigorta şirketine müracaatında hangi hususta teklif verdiğini bilmesi gerektiği, sigortacının davacının istemi ile bağlı kalarak sigorta poliçesini düzenlemiş olduğu ve poliçe kapsamından demirbaş eşyaların teminat harici tutulduğunun poliçede "TEMİNAT TÜRÜ" bölümünde açıklıkla belirgin olduğu anlaşıldığından, bilirkişilerin aksi mahiyetteki görüşlerine itibar edilmeksizin dava konusu edilen ve hırsızlık nedeniyle uğranılan zararın poliçe kapsamı dışında olması sebebiyle davanın reddine karar verilmelidir.
Davacı, 16/10/2017 tarihli dilekçesi ile talebini 6.973,41 TL olarak ıslah etmiş, ıslah talebi davalı vekiline 06/11/2017 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı vekili, 09/11/2017 UYAP çıkışlı dilekçesinde ıslah istemine karşı zamanaşımı def'ini ileri sürmüştür. Sigorta ilişkisinden kaynaklanan talepler 6102 sayılı TTK'nın 1420. maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bu durumda somut olayda, 15/08/2015 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayına dayalı olarak zararın tazmini için 01/06/2016 tarihinde açılan kısmi alacak davasının devamı sırasında 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 16/10/2017 tarihinde yapılan ıslah ile artırılan miktara yönelik olarak davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı defi nazara alınarak ıslah ile artırılan kısmın zamanaşımı nedeniyle reddine ..." şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Öncelikle davacı müvekkili şirketin jeolojik mühendislik işiyle uğraştığını, emtia depolama/taşıma vs işlerin davacı müvekkilinin iş tanımında yer almadığını, davacı müvekkilinin sigorta poliçesi almaktaki amacının işyerini çeşitli durumlara ve zararlara karşı güvenceye almak olduğunu, poliçe aslının kendisine gönderilmediğini, poliçenin hırsızlık olayının gerçekleşmesinin ardından davalı yanca e-mail vasıtası ile gönderildiğini, bilgilendirme yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle de meydana gelen zarardan davalı ... şirketinin sorumlu olduğunu, alacağın muaccel olmasından bahsedebilmek için öncelikle geçerli bir borç ilişkisinin bulunması ve bu ilişkiden doğan borcun belirli ve belirlenebilir olması gerektiğini, dava konusu uyuşmazlığa bakıldığında geçerli bir hukuki ilişkinin bulunduğu hususunda tereddüt bulunmamakla birlikte; borcun belirli hale gelmesinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile gerçekleştiğini, şu halde, ıslah edilen bedel yönünden zamanaşımının başlangıç tarihinin bilirkişi raporunun düzenlendiği tarih olduğunu, davalı ... şirketinin ekpertiz incelemesinin 15.10.2015 tarihli ekpertiz raporundan da anlaşılacağı üzere sigortacının edimine ilişkin araştırmaların 15.10.2015 tarihinde bittiğini, ekpertiz raporunun düzenlenmesinin ardından taraflarınca davalı sigortaya ihtarname çekildiğini, çekilen ihtarname neticesinde taraflarına ödeme yapılmadığını, bu sebeple davayı açma zorunlulukların doğduğunu, davanın 5.000,00 TL’nin ticari faizi ile davalıdan tahsiline yönelik açıldığını beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında düzenlenen iş yeri sigorta poliçesi kapsamında alacak istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re'sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/500E., 2018/314K. sayılı dava dosyasında verdiği 18/04/2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak alınan 35,90 TL'nin mahsubuyla kalan 44,80 TL'nin davacıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4- HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
12/10/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası'nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 02/11/2022
Başkan ... Üye ... Üye ... Katip ...
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır