Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9372
Karar No: 2017/2015
Karar Tarihi: 05.07.2017

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/9372 Esas 2017/2015 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/9372 E.  ,  2017/2015 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tapu iptali, tescil, tespit ve tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen 2010/3 E. sayılı davanın reddine, birleşen 2012/94 E. sayılı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davalarda davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davalarda davalı kooperatif vekili Av. ... gelmiş, diğer taraflardan gelen olmadığından, onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Asıl davada davacı vekili, müvekklinin 32 numaralı (eski 35) daire yönünden davalı kooperatif üyesi olduğunu, kooperatife borcu bulunmadığını, buna rağmen 32 numaralı (eski 35) dairenin davalı ... adına tapuda kaydedildiğini, adı geçen davalının daireyi haksız olarak kullandığını ve ecrimisil ödemesi gerektiğini ileri sürerek, ferdileşme yapılmamış ise bu dairenin davacıya ait olduğunun tespitine, yapılmış ise 32 numaralı dairenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, 5.000,00 TL ecrimisilin davalı ..."den tahsiline, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde 65.000,00 TL tazminatın davalı Kooperatif"ten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 11.05.2011 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 20.000,00 TL arttırarak , 90.000,00 TL"nin davalı Kooperatif"ten tahsilini istemiştir.
    Davalı Koopertif vekili, davacının 32 numaralı daireye isabet eden üyeliğinden ihraç edildiğini, ihraç kararının iptali için açtığı davanın rededildiğini, davacı yerine bu daire için üye alınan diğer davalının tüm borçlarını ödediğini, bu nedenle dairenin tapusunun bu davalıya devredildiğini, davacının talebinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ..., dava konusu daireyi ve üyeliği bedelini ödeyerek devraldığını, davacının talebinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Birleşen (Beyoğlu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2010/3 E. sayılı) davada davacı vekili, müvekkilinin 41 numaralı (eski 44) daire yönünden davalı kooperatif üyesi olduğunu, üye olurken iki adet barter çeki verdiğini ve kooperatife borcu bulunmadığını, ancak buna rağmen davalı kooperatifin 09.05.2006 tarihli ihtarname ile müvekkilinin 41.970,00 TL borçlu olduğunu ve ödenmesi gerektiğini bildirdiğini, davacının ayrıca davalı tarafça ibra edildiğini, buna dair kararların mevcut olduğunu, davalının talebinin haksız olduğunu, daireninin davacıya teslim edilmemesi ve tapuda devrinin yapılmaması nedeniyle daireyi kullanamadığını, bu nedenle maddi zararı bulunduğunu ileri sürerek, ferdileşme yapılmamış ise bu dairenin davacıya ait olduğunun tespitine, yapılmış ise 41 numaralı dairenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, bu talebin kabul edilmemesi halinde .../...
    65.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 11.05.2011 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 25.000,00 TL arttırarak, 90.000,00 TL"nin tahsilini istemiştir.
    Davalı vekili, davacının 41 numaralı daire isabet eden üyeliğine ait aidat borçları bulunduğunu, bunları ödemediğini, bu nedenle ihraç işlemlerinin devam ettiğini, davacının verdiği barter çeklerinin para yerine geçmediğini, barter şirketleri arasında geçerli olduğunu, üye olmak ile kooperatiften daire satın almanın faklı olduğunu, davacının her üye gibi aidat borçlarını ödemekle yükümlü olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Birleşen (İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/94 E. sayılı) davada davacı vekili, müvekkilinin üyesi olduğu davalı kooperatifteki 32 (eski 35) numaralı dairedeki üyeliğinin iptaline ilişkin 22.03.2007 tarih ve 38 sayılı yönetim kurulu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın iptalini, üye olduğunun tespiti ile dava koperatifteki 32(eski 35) ve 41(eski 44) numaralı daire üyeliklerine ilişkin toplam borç miktarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının müvekkili kooperatifteki üç üyeliğinin birini devretmesi ile bunun ikiye düştüğünü, davacının olağan ve olağanüstü genel kurullarda alınmasına karar verilen aidat borçlarını ve banka kredi borçlarını ödemediğini, iki üyeliğinden 30.11.2006 tarihi itibariyle 83.488,00 TL borcu bulunduğunu, davacının borçlarını ısrarla ödememesi üzerine iki üyeliğinin birden düşürülmesi yerine 32 numaralı üyeliğinin iptal edilip buna isabet eden dairenin satılarak yeni kişinin üye alınması, elde edilen gelir ile davacının borçlarının karşılanması, kalan borcu olursa bunun da 41 numaralı üyeliğine aktarılması amacıyla dava konusu kararın alındığını, bu kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının üyeliği devralırken verdiğini iddia ettiği iki adet barter çekinin aslında kendisi tarafından verilmediğini, ayrıca para yerine geçmediğini ve barter şirketleri arasında geçerli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; asıl davada, davalı ..."in usulüne uygun şekilde üye olup bedelini ödeyerek 32 numaralı daireyi ve üyeliğini devraldığı, üyeliğinin devam ettiği, yolsuz bir tescilin bulunmadığı, bu nedenle adı geçen davalının haksız kullanımının da söz konusu olmadığı, bu nedenle davalı ... hakkındaki davanın haklı olmadığı, ancak davalı Kooperatifçe bu davalının davacı yerine kooperatif ortağı alınmasının K.K. 16. maddesine aykırı olduğu, bu nedenle davalı Kooperatif yönünden tazminat talebinin haklı olduğu, birleşen (Beyoğlu 1.Asliye Ticaret Mahemesi"nin 2010/3 E. sayılı ) davada ise, davacının hakkında kesinleşmiş bir ihraç kararı olmadığı, yönetim kurulunca verilen üyelik iptali kararının da esasında ihraç kararı niteliğinde olmadığı gibi bu konudaki davanın da usuli sebeplerle reddedildiği, bu nedenle 41 numaralı dairenin davacı adına tescili talebinin haklı olduğu gerekçesiyle, asıl davanın ve birleşen Beyoğlu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2010/3 E. sayılı davasının davalı ... yönünden reddine, davalı Kooperatif yönünden ise kabulü ile 90.000,00 TL"nin davalı Kooperatif"ten tahsiline; birleşen İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/94 E. sayılı davasının kabulü ile, 41 numaralı dairenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davalarda davalı Kooperatif vekili temyiz etmiştir.
    Asıl ve birleşen dava (Beyoğlu 1.ATM 2010/3 E.), tapu iptali ve tescil, bu mümkün olmazsa tazminat; birleşen dava (İstanbul 48.ATM 2012/94 E.) ise ihraç kararının iptali ile borç miktarının tespiti istemlerine ilişkindir.
    6100 sayılı HMK"nın 184. maddesinde "Hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir.
    Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder." hükmü düzenlenmiştir. HMK"nın 186. maddesinde "Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir." hükmüne yer verilmiştir. Taraflar duruşmada hazır bulunuyorsa bu bildirim sözlü olarak yapılır, tutanağa geçirilir ve altı taraflara imzalatılır. Şayet taraflar hazır değilse yukarıda belirtilen içeriğe sahip meşruhatlı davetiye gönderilir. Anılan maddede hükümden önceki son yargılama aşaması olan sözlü yargılama aşaması düzenlenmiş bulunmaktadır. Hangi yargılama usulü uygulanırsa uygulansın tarafların yargılamada sözlü olarak görüş ve değerlendirmelerini ifade etmeleri özel bir önem taşımaktadır. Yazılı yargılama usulü içerisinde de tarafların hükümden önce son kez mahkeme huzurunda sözlü değerlendirme yapıp açıklamada bulunmaları, doğru bir karar verilmesi bakımından önemlidir.
    Mahkemece, 19.02.2015 tarihli duruşmada davalı Kooperatif vekili tarafından mazeret dilekçesi verilmiş olmasına rağmen, bu konuda herhangi bir karar verilmeden, davanın heyette görülecek davalardan olmaması sebebiyle dosyanın hâkime tevdiine karar verilerek, duruşmanın 25.02.2015 tarihine bırakıldığı, 25.02.2015 tarihli duruşmada da davalı Kooperatif vekilinin yokluğunda, davacı vekilinden HMK"nın 186/2. maddesi uyarınca son diyecekleri sorulduktan sonra uyuşmazlığın esası ile ilgili hüküm kurulmuştur.
    Mahkemece, 19.02.2015 tarihli duruşmada, tahkikata son verileceği bildirilerek, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklamada bulunmak üzere imkân tanınması, tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığının görülmesi halinde tahkikatın bittiğinin tefhim edilmesi, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla tarafların davet edilmesi ve taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirli gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususunun bildirilmesi gerekirken, HMK"nın 184 ve 186. maddeleri hükümlerine aykırı olarak davalı Kooperatif vekilinin mazereti hakkında bir karar verilmeksizin ve herhangi bir uyarıda bulunulmadan sözlü yargılamaya geçilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    2) Bozma nedenine göre, asıl ve birleşen davalarda davalı Kooperatif vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davalı Kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen davalarda davalı Kooperatif yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davalarda davacıdan alınarak asıl ve birleşen davalarda davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi