13. Hukuk Dairesi 2015/39191 E. , 2018/4174 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, şirketin sahibi olduğu 2880 parselde bulunan 41,42,43,50,58 ve 59 nolu bağımsız bölümlerin satışı için davalıya vekalet verildiğini, davalının bu taşınmazları 68.000,00 TL bedelle sattığını, ancak ödemeyi şirkete yapmadığını, davalının vekaleti kötüye kullanarak bu taşınmazları 3. kişilere fahiş fiyat ve dolandırıcılık yaparak sattığının anlaşıldığını, bu hususta uğranılan zarara ilişkin dava açma haklarının saklı tutulduğunu, vekilin aldığını teslimle yükümlü olduğunu ileri sürerek, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamını ve % 40 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davalının ... 25. İcra Müdürlüğü"nün 2010/12459 E sayılı takibinde 34.000,00 TL miktarındaki asıl alacak üzerindeki itirazının iptaline, bu miktar üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacağın % 40 üzerinden hesaplanan 13.600,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, vekalet görevinin kötüye kullanılmasına dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, satış bedelinin davacı ile alıcılar ...ile ... adına ... tarafından verilen 34.000,00 TL"lik 2 adet çek ile yapıldığını, çeklerden birinin ödendiğini, diğer 34.000,00 TL"lik çekin ise satışa konu yerlerde problem çıkması nedeniyle ... tarafından ödenmediğini, bu konuda ... ile davacı arasında yargılamanın devam ettiğini savunmuştur.
Dava, davalının vekalet görevini kötüye kullanması, özellikle de, vekilin özen ve sadakatle iş görme ve hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine dayanmaktadır. Gerçekten de vekil, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür. (B.K. md. 506/2) Eş söyleyişle, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür. (B.K.md. 508/1) vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler öncelikle dahildir. Belirtilen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde vekilin, müvekkile karşı, onun bu yüzden uğradığı zararı tazmin yükümlülüğünün ortaya çıkacağı da çok açıktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı şirket 2880 parselde bulunan 41,42,43,50,58 ve 59 nolu bağımsız bölümlerin satış işlemlerinin yapılması amacıyla davalıya 26.5.2008 tarihinde vekaletname vermiş, bu vekaletname kapsamında davalı vekil satış işlemlerini gerçekleştirmiştir. Her ne kadar mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 2.10.2012 tarihli dilekçe ile, 68.000,00 TL"lik alacağa karşılık 34.000,00"er TL bedelli 2 adet çekin ... "dan alındığı, bir adet çekin ödendiği, diğer çekin ise ödenmediği ve tahsilatta tekerrür olmamak üzere icra takibi ve akabinde bu davanın ikame edildiği beyan edilmiştir. Davacı vekilinin belirtilen yazılı beyanına göre davalı vekil 34.000,00 TL yönünden hesap verme yükümlüğünü yerine getirmiştir. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.