23. Ceza Dairesi 2015/20365 E. , 2016/2019 K.
"İçtihat Metni"Güveni kötüye kullanma ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından şüpheliler ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda,... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/09/2014 tarihli ve 2014/50832 soruşturma, 2014/43659 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın süre yönünden reddine ilişkin... 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 30/12/2014 tarihli ve 2014/2021 değişik iş sayılı kararını müteakip, müşteki vekilince itirazın süresinde yapıldığı belirtilerek karara karşı temyiz yasa yoluna başvurulması üzerine, yasal sürenin yanlış hesaplandığının tespiti ile hak kaybına neden olunmaması açısından itirazın esastan incelenmesine karar verilerek reddine dair... 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 19/02/2015 tarihli ve 2014/2021 değişik iş sayılı karar aleyhine ... Bakanlığınca verilen 21/08/2015 Gün ve 16995/54554 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/09/2015 gün ve 2015/301314 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteminde;
Dosya kapsamına göre,
1... 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 30/12/2014 tarihli ve 2014/2021 değişik iş sayılı kararı yönünden yapılan incelemede, müşteki vekilince kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara karşı yapılan itirazın yasal süre zarfında yapılmasına rağmen, süresinden sonra yapıldığından bahisle reddine karar verilmesinde,
2-... 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 19/02/2015 tarihli ve 2014/2021 değişik iş sayılı kararı yönünden yapılan incelemede,
a-30/12/2014 tarihli kararın kesin mahiyette bulunduğu ve olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma yolu ile kaldırılmasına karar verilmediği müddetçe, resen yeniden karar verilerek esas yönünden inceleme yapılamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
b-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, dosya kapsamına göre müşteki tarafın iddiaları doğrultusunda tanıkları dinlenilmeksizin, 15/12/2011 ve devam eden günlerdeki tapu kayıtlarını ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden celp etmeksizin, yine Esnaf ve Sanatkarlar Kooperatifinden çekildiği iddia edilen krediye ilişkin kredi evrakları Esnaf ve Sanatkarlar Kooperatifinden getirtilmeksizin eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği dikkate alındığında, ortada 5271 sayılı Kanun"a uygun soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun"un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca yapılmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki (1) nolu talep yerinde görüldüğünden... 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 30/12/2014 tarihli ve 2014/2021 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE,
2- Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki 2-a nolu düşünceye ilişkin olarak; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 27/10/2009 tarih, 2009/7-206 Esas ve 209/250 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; bir karar ya da hükmün yasa yolu incelemesine konu olabilmesi için o karar ya da hükmün hukuken geçerli olmasıgereklidir. Buna göre; hukuken geçerli olmayan hüküm veya kararlar aleyhine diğer yasa yollarına başvurulamayacağı gibi, kanun yararına bozma yasa yoluna da başvurulması olanaklı değildir. CMK’nın 173. ve 271/4. maddeleri uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara yönelik itirazlar üzerine Sulh Ceza Hakimliklerince verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlar kanun yararına bozma yolu ile ortadan kaldırılmadıkça itiraz konusunda daha önceden bir karar vermiş olan Sulh Ceza Hakimliğinin uyuşmazlık hususunda yeni bir karar vermesi de mümkün değildir. Bu şekilde verilen ve hukuken geçersiz olan kararlara karşı kanun yararına bozma yoluna gidilemeyecektir. Buna göre aynı mahkemece 30/12/2014 tarihinde verilen ve kesin nitelikte olan kararın kaldırılarak, uyuşmazlığın esası hakkında yeni bir karar verilmesine yönelik... 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 19/02/2015 tarihli ve 2014/2021 değişik iş sayılı kararı hukuken geçersiz olup; bu karara yönelik kanun yararına bozma isteminin CMK’nın 309. maddesi gereğince REDDİNE,
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki 2-b nolutalebin incelemesine gelince; kanun yararına bozma talebinde ileri sürülen husus 1 nolu talebe ilişkin olarak Dairece verilmiş bulunan kararın sonucuna göre mahallince değerlendirilmesi gereken bir husus olduğundan, bu hususla ilgili inceleme yapılmasına yer olmadığına, 25/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.