19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8536 Karar No: 2017/3198 Karar Tarihi: 24.04.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/8536 Esas 2017/3198 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı vekili, davalının 08.03.2002 tarihli kredi kartı sözleşmesinin kefili olduğunu, ancak kart borcu ödenmediği için hesap kat edilerek alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalı borçlunun itiraz ettiğini ve haksız itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, kefalet sözleşmesinin usulsüz ve geçersiz olduğunu savunmuştur. Mahkeme dava konusu kredi kartı sözleşmesinde kredi limitinin bulunmaması nedeniyle kefaletin geçersiz olduğunu gerekçe göstererek davanın reddine karar vermiştir. Hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Yargıtay ise, kefaletin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini uygun bulmuş ve mahkeme kararını onamıştır. Kararda geçen kanun maddeleri 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'un 438/son. maddesidir.
19. Hukuk Dairesi 2016/8536 E. , 2017/3198 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının, dava dışı ile müvekkil banka arasında imzalanan 08.03.2002 tarihli kredi kartı sözleşmesinin kefili olduğunu, kart borcu ödenmediğinden hesap kat edilerek alacağın tahsili için Müdürlüğü"nün 2013/755 esas sayılı dosyasından başlatılan ilamsız icra takibine davalı borçlunun itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile % 20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, görev ve zamanaşımı yönünden davanın reddi gerektiğini, kefalet sözleşmesinin usulsüz ve geçersiz olduğunu, müvekkiline kat ihtarı yapılmadığını, davacının % 40 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı ve toplanan delillere göre, alacaklı bankanın kefil hakkında ve dava dışı asıl borçlu hakkında aynı gün birlikte icra takibi başlattığı, alacaklının tüketici kredisinin asıl borçlusu hakkında takip yapıp bu takip semeresiz kalmadan, kredi sözleşmesinin kefili hakkında icra takibi yapmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle davalının geçerli bir kefaleti bulunup bulunmadığının tespiti gerekir. Somut olayda takip ve dava konusu kredi kartı sözleşmesinde kredi limitinin bulunmadığı bu durumda kefaletin geçersiz olması nedeniyle davanın reddi gerekmekte ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 438/son. maddesi uyarınca belirtilen gerekçeler doğrultusunda, gerekçesi değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.