Hukuk Genel Kurulu 2014/1141 E. , 2016/1031 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Yargıtay .. Hukuk Dairesi (İlk Derece)
Av. ...
FER"İ MÜDAHİL : ...
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay .... Hukuk Dairesince;
“Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı aleyhine ... İcra Müdürlüğü"nün 2011/14033 esas sayılı takip dosyası üzerinden çok büyük meblağlı sahte bir Bonoya dayalı olarak icra takibi yapılması ve hacizlere girişilmesi üzerine davacı tarafından takip alacaklısı ile bonoda lehtar ve ilk ciranta görünen kişilere karşı ...Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/564 esasına kayıtlı menfi tespit ve bono iptali davası açtığını ve bu davada dava konusu takibin teminatsız olarak durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talep edildiğini, bu talebin dava tarihinde yürürlükte olan HUMK"nun 317. maddesine dayandırıldığını, ancak mahkemece bu talep İİK"nun 72. maddesi kapsamında değerlendirilerek %15 teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, daha sonra dava devam ederken HMK"nun yürürlüğe girdiğini ve HUMK"nun 317. maddesinin yerini HMK"nun 209/1 maddesinin aldığını, davacının bu değişiklikten sonra mahkemeye sahtecilik iddiasıyla açtığı davada HMK"nun 209/1 maddesi gereğince teminatsız olarak takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi için başvurular yapan davacının bu taleplerinin 14.06.2012 ve 31.03.2013 tarihli kararlarla reddedildiğini böylece mahkeme hakimi 38534 Sayın ..."ın "hakkın yerine getirilmesinden kaçınmak" ve "farklı anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar vermek" suretiyle davacıyı maddi ve manevi zarara soktuğunu belirterek HMK"nun 46/1/c-e maddelerinde belirtilen sebeplerle meydana gelen davacı zararından fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davası hak düşürücü süre içinde açılmadığından öncelikle usulden reddedilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da davanın HMK"nun 46. maddesinde yazılı yasal sebeplerinin varit olmadığı ve davacının iddialarını ispata yetecek yazılı delil göstermediğini belirterek davanın reddine ve davacının disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili tarafından açılan tazminat davası HMK"nun 48/2 maddesi gereğince ilgili hakime res"en ihbar edilmiştir.
İhbar olunan beyan dilekçesinde; davacının ileri yaşı ve ilgili dosyalardaki bazı beyanları karşısında kendisinin HMK"nun 114/1-d maddesinde yazılı dava şartlarından olan dava ehliyeti sahip olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davacının bazı hususları kasten gizleyerek yanlış yönlendirme yapmaya çalıştığını, bu cümleden olmak üzere davacının .... Asliye Ticaret Mahkemesi"nde dava açmadan önce aynı takip hakkında ... İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2011/900 esas sayılı davasını açtığını ve bu mahkeme tarafından 27.02.2012 tarihinde HMK"nun 209/1 maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verildiğini ve bu ihtiyati tedbirin halen devam ettiğini, kendisinin baktığı menfi tespit davasının takipten sonra açıldığını ve bu nedenle takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir verilmesinin kanunen mümkün olmadığını, bu yönden kanuni imkan çerçevesinde icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verdiğini, ayrıca dava tarihinde HMK"nun 209/1 maddesinin halen yürürlükte olmadığını, ayrıca HMK"nun 209/1 maddesi ile İİK"nun 72. maddesi arasındaki çelişkiye göre HMK"nun 209/1 maddesine nasıl bir anlam verilmesi gerektiği hakkında doktrinde ve Yargıtay kararlarında farklı görüşler ortaya çıktığını, bu bakımdan HMK"nun 209/1 maddesinin farklı anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir hüküm olmadığını, davacının kendisinin tarafsız ve adil davrandığını bildiği halde farklı amaçlarla ve davaya kendisinin bakmasını engellemek saikiyle iş bu haksız davayı açtığını, belirterek; davanın reddine ve davacının en üst sınırdan disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İhbar olunan ... daha sonra 14.04.2014 havale tarihli dilekçesiyle davaya davalı yanında fer"i müdahil olarak katılma talebinde bulunmuş ve bu talebi kabul edilmiştir.
Dava devam ederken davacının vefat ettiği anlaşılmış ve mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
Dava, HMK"nun 46/1/c-e maddelerinde gösterilen sebeplerle hakimin sorumluluğuna dayalı olarak devlete karşı açılmış bir maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Taraflar arasında davacının davacısı olduğu ve HUMK"nun 317. maddesi ve HMK"nun 209/1 maddesine dayalı taleplerinin reddedildiği ... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/564 esas sayılı dosyasına hakim 38534 ... tarafından bakıldığı ve dava konusu yapılan ret kararlarının bu hakim tarafından verildiği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki çekişme, davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı ve ilgili hakimin "hakkın yerine getirilmesinden kaçınıp kaçınmadığı" ve "farklı anlam yüklenemeyecek karar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar verip vermediği" hususları ve son olarak davacının maddi ve manevi zararının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan ön inceleme sonunda tahkikat aşamasında geçilmesine karar verilmiş ve yapılan tahkikatta taraflarca ibraz edilen yazılı deliller dışında .... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/564 esas sayılı dosyası (ticaret mahkemelerinin yeniden yapılandırılmasından sonra ....Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/89 esas sayılı dosyası) getirtilerek incelenip fotokopisi çekildikten sonra iade edilmiş ve böyle tahkikat tamamlanmıştır.
Mahkememizce yapılan tahkikat sonunda elde edilen delillere göre; iş bu davada hak düşürücü sürenin varit olmadığı anlaşılmakla işin esasına girilmiştir.
İşin esasına yönelik değerlendirmede; ilgili hakimin davacının talepleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verdiği anlaşılmakla ilgili hakimin HMK"nun 46/1/e maddesinde yazılı "hakkın yerine getirilmesinden kaçınılması" durumunun olmadığı açıktır.
Davacının ilgili hakim tarafından HMK"nun 46/1/c maddesinde yazılı "farklı anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar verilmiş olması" iddiasına gelince; dava tarihinde yürürlükte bulunan HUMK"nun 317. maddesinin uygulanma koşulları oluşmadığından ilgili hakimin İİK"nun 72/3 maddesi 1. cümlede yer alan takipten sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilmesi yasağına uyarak İİK"nun 72/3 maddesi 2. cümle gereğince icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı vererek davacı için verilebilecek en elverişli geçici hukuki korumayı sağladığı anlaşılmaktadır.
Davacının daha sonra yürürlüğe giren HMK"nun 209/1 maddesine dayalı taleplerine gelince; kanunun bu hükmünün muadili olan HUMK"un 317. maddesinden farklı düzenlenmiş olması nedeniyle İİK"nun 72. maddesiyle çelişkili bir düzenleme olduğu, bu maddenin nasıl yorumlanması ve uygulanması gerektiği hususunda doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında farklı görüşler ortaya çıktığı ilgili hakimin HMK"na göre daha özel bir yasa olan İİK"nu uygulanmasının hakimin yargı yetkisi ve takdir hakkı cümlesinden olup bir hukuki sorumluluk sebebi olamayacağı, zira HMK"nun 209/1 maddesinin şu an itibariyle ve üzerindeki kesinleşmemiş tartışmalar nedeniyle "farklı anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmü" olmadığı anlaşılmaktadır.
Kaldı ki davacının .... İcra Hukuk Mahkemesi"nden HMK"nun 209/1 maddesi gereğince aldığı ihtiyati tedbirin de devam etmekte olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla davacının maddi ve manevi tazminat davasının reddi gerekmiştir.
Davanın esastan reddedilmiş olması nedeniyle davacıya disiplin para cezası verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M:
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine,
HMK"nun 49. maddesi gereğince takdiren 750,00 TL disiplin para cezasının davacıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydına,
Bu karar nedeniyle alınması gereken 25,20 TL ret harcı 342,00 TL peşin harçtan indirilerek geriye kalan 316,80 TL harç bedelinin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
Davacının yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalının posta giderinden ibaret 16,00 TL yargılama gideriyle hüküm tarihinde yürürlükte olan ...Ü.T."nin 10/4 ve 12. maddeleri gereğince takdir edilen maddi tazminat davası için 3.000,00 TL ve manevi tazminat davası için 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı yanında fer"i müdahilin yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,”
dair oybirliği ile verilen 15.04.2014 gün ve 2013/1 E., 2014/1 K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Davacı tarafın temyiz isteminin süresinde olduğunun anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:
Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46.maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, Bakırköy 12. İcra Müdürlüğü"nün 2011/14033 sayılı takip dosyası üzerinden sahte bir bonoya dayalı olarak müvekkili aleyhine icra takibi yapılması ve hacizlere girişilmesi üzerine, davacı tarafından takip alacaklısı ile bonoda lehtar ve ilk ciranta görünen kişilere karşı ... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/564 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit ve bono iptali davası açıldığını, bu davada dava konusu takibin teminatsız olarak durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talep edildiğini, bu talebin dava tarihinde yürürlükte olan HUMK"nın 317. maddesine dayandırıldığını, ancak mahkemece bu talebin İİK"nın 72. maddesi kapsamında değerlendirilerek % 15 teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, dava devam ederken HMK"nın yürürlüğe girdiğini, davacının bu değişiklikten sonra mahkemeye sahtecilik iddiasıyla açtığı davada HMK"nın 209/1. maddesi gereğince teminatsız olarak takibin durdurulması için başvurular yaptığını, davacının bu taleplerinin reddedildiğini belirterek maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davanın süresinde açılmadığını ve sorumluluk koşullarının da oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İhbar olunan beyan dilekçesinde, davacının .... Asliye Ticaret Mahkemesi"nde dava açmadan önce aynı takip hakkında....İcra (Hukuk) Mahkemesi"nin 2011/900 Esas sayılı dosyası ile şikayet yoluna başvurduğunu, mahkeme tarafından 27.02.2012 tarihinde HMK"nın 209/1 maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verildiğini ve bu ihtiyati tedbirin halen devam ettiğini, kendisinin baktığı menfi tespit davasının takipten sonra açıldığını ve bu nedenle takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir verilmesinin kanunen mümkün olmadığını, kanuni imkan çerçevesinde icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verdiğini, HMK"nın 209/1. maddesinin farklı anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir hüküm olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Özel Dairece yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay ... Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay .... Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilamı harcı peşin alındığından başka harç alınmasına mahal olmadığına, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.11.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.
...
H.G.K....Y.
...
14.H.D. Bşk.
...
16.H.D. Bşk.
...
17.H.D. Bşk.
...
21.H.D. Bşk.
...
20.H.D. Bşk.
...
1.H.D. Bşk.
...
18.H.D. Bşk.
...
8.H.D. Bşk.
...
23.H.D. Bşk.
...
22.H.D. Bşk.
...
13.H.D. Bşk.
...
5.H.D....V.
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...