8. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/14207 Karar No: 2017/17066 Karar Tarihi: 18.12.2017
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/14207 Esas 2017/17066 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2015/14207 E. , 2017/17066 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVALILAR : ... vs. DAVA TÜRÜ : Muhtesatın Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava konusu 233 ada 33 parselin murisleri...tan intikalen tapuda taraflar adına kayıtlı olduğunu, 1994 yılında dava konusu taşınmazın inşa edildiğini, davalının evlat edinildiğini, evin inşa edildiği tarihte çocuk olduğunu, evin yapımına murisin katkısının olmadığını, bu nedenle dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın mülkiyetinin tespitini talep etmiştir. Davalı vekili; dava konusu taşınmazın üzerindeki binanın davacı tarafından meydana getirildiği hususunda hiç bir belge ve delil bulunmadığı gibi dava konusu taşınmazın muris tarafından inşa edildiğinden bahisle, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davacının ve eşi ...un her ikisinin de çalıştığını ve fakat getirilen Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında davacının çalışma döneminin daha fazla olduğunun tespit edildiği, tanık beyanları da dikkate alındığında muhdesatın davacının kazanımlarıyla inşa edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile söz konusu muhdesatın davacı tarafından yapıldığının tespitine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; muhdesat tespiti isteğine ilişkindir. Bilinmektedir ki; HMK"nın 297. maddesi “Hükmün kapsamı”nı düzenlemekte olup 297/2. maddesi ise, " Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir " hükmünü içermektedir. Somut olaya gelince; mahkeme hükmünün 1. bendi "davanın kabulü ile söz konusu muhdesatın davacı tarafından yapıldığının tespitine" şeklindedir. Dosya kapsamında yapılan incelemede, mahkemece dava dilekçesinde dava konusu edilen parselde keşif yapılmamış olup muhdesatın dava konusu taşınmaz üzerinde olup olmadığına ilişkin fen ve inşaat bilirkişileriyle yer tespiti yapılmadan, taşınmaz üzerinde sözü edilen muhdesatın olup olmadığı araştırılmadan ve rapor alınmadan karar verilmiştir. Hükmün 1. bendinde “ söz konusu muhdesatın” denilmek suretiyle ada parsel numarası belirtilmeksizin ve kimin adına tespitine karar verildiği hususları da yer almaksızın hüküm kurulmuştur. Buna göre hüküm fıkrasında belirtilen muhdesatın dava dilekçesinde adı geçen parsel içerisinde kalıp kalmadığı hususu duraksamaya yol açmaktadır. Hüküm, bu haliyle infaza elverişli olmayıp, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.12.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.