11. Hukuk Dairesi 2018/166 E. , 2019/5586 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 20/09/2017 tarih ve 2016/1182-2017/867 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 17.09.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili şirketin %29 hissedarı, yönetim kurulu başkan yardımcısı ve mali işler muhasebe işlemlerinden sorumlu yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalının 12/10/2010 tarihinde normal dışı hareketler ile şirketi terk etmesi üzerine şirket kayıtlarında inceleme başlatıldığını, şirket deneticisine ve yeminli mali müşavire rapor hazırlatıldığını, inceleme sonunda davalının şirkete karşı suç teşkil edecek kendisine şahsi menfaat sağlayacak işlemler gerçekleştirdiğinin anlaşıldığını, şirket depolarında 14/10/2010 tarihinde fiili stok sayımı gerçekleştirildiğini, şirket muhasebe kayıtlarında mevcut görünen stok kalemlerinden toplam 42.162,094 kg malın bulunmadığının tespit edildiğini, 2008-2009 yılları itibariyle davalının 42.162 kg muhtelif ipliği şahsi menfaati doğrultusunda 3. kişilere satarak şirketi 432.804,69 TL zarara uğrattığını, 42.162 kg muhtelif ipliğin doğrudan veya mamul olarak satımından elde edilmesi beklenen kar kaybı zararı ve KDV bedeli olarak 32.059,61 TL zarar doğduğunu, davalının söz konusu eylemlerinden dolayı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2011/73054 sayılı dosyasında ceza soruşturması yürütüldüğünü ileri sürerek, dava konusu ipliğin maliyet bedeli üzerinden oluşan zararın şimdilik 50.000,00 TL"sinin, kâr kaybının şimdilik 5.000,00 TL"sinin, şirketin 2008 ve 2009 yılları için Kurumlar Vergi Matrah Artırımına gitmesi ve geçmiş yıllara ilişkin vergilerin düzeltilmesini sağlamasından kaynaklanan zararlara mahsuben şimdilik 5.000,00 TL"nin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline yönetim kurulu üyesi olarak mali işler ve muhasebeden sorumlu olacağı hususunda görev taksimi ve tevdi yapılmadığını, müvekkilinin yokluğunda yapılan denetim ve tanzim edilen raporları kabul etmediklerini, iddia edilen malları satmasının mümkün olmadığını, eksik olduğu iddia edilen ipliklerin 45 metreküp yer tuttuğunu ve 12 kamyonla taşınabileceğini bir seferde depodan çıkartılabilmesinin mümkün olmadığını, diğer zarar kalemlerinden de müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamına göre, davalının 2008-2009 yıllarında yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı dönemde stok ve satıştan sorumlu olduğuna ilişkin dosyaya yönetim kurulu veya genel kurul kararı ibraz edilmediği, aynı dönem dava dışı Yusuf Ziya Aksu"nun da şirketi her konuda temsil ilzama yetkili olduğu, 14/10/2010 tarihinde yapılan fiili stok sayımında ticari defter kayıtlarında görünen miktar ile fiili sayım arasında 42.162,09 kg iplik farkı bulunduğu fakat davalı tarafın yönetim kurulu üyesi olduğunda fiili stok sayımı yapıldığına ilişkin dosyaya belge ibraz edilmediği gibi davalının münhasıran stok ve satış işleminden sorumlu olmadığı, şirket stoklarında bulunan malların da sayımı yapılarak kendisine teslim edilmediği, davalının yönetim kurulunda bulunduğu dönemde şirket ticari defterlerindeki stok ile fiili stok arasındaki farkın davalının yaptığı ve şirket kayıtlarına intikal ettirmediği satışlardan kaynaklandığının davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 19/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.