23. Hukuk Dairesi 2015/7605 E. , 2017/1998 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; davalının kooperatif üyesi olduğunu, kooperatif borçlarını ödemediğinden davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının kötüniyetli olarak borcun 100,00 TL"si hariç diğer kısmına ve fer"ilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu ileri sürerek, yapmış olduğu itirazın 3.165,77 TL"lik kısmının iptalini ve %20"den az olmamak üzere icra inkâr tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; talep edilen borçların davalının kooperatifte bulunan evini sattığı tarihten öncesine ait olduğu, davalının toplam 3.140,77 TL borçlu bulunduğu, davalının takibe yaptığı itirazının bu yönden haksız olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının takibe yaptığı itirazının bu yönden iptali ile, takibin toplamda 3.140,77 TL üzerinden devamına, asıl alacağın %20"si oranında icra inkâr tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, üyeliğe dayalı aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalıdan takipte talep edilen alacaklar ve gecikmeden kaynaklı hesaplamada kullanılmış aylık %5 faiz oranının genel kurul kararlarına uygun olduğu belirtilmiş ve mahkeme bunu kabul etmiş ise de; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin, "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir. Dolayısıyla mahkemece yasal düzenleme doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken, "takibin devamına" karar verilmek suretiyle icra takibinde talep edildiği gibi takip tarihinden sonra aylık %5 oran üzerinden işleyecek faiz belirlenmesi doğru olmamıştır. Ayrıca hüküm kısmında asıl alacak ve faiz ayrılmadan verilen icra inkâr tazminatı infazda tereddüt yaratacağından bu hususun gözetilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2)Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.