10. Hukuk Dairesi 2019/5547 E. , 2020/4341 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Ereğli Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalılar vekili istinaf yoluna başvurulması üzerine, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacının, davalı apartmanda davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı apartmanda 15.03.2007 tarihinden 15.06.2009 tarihine kadar hizmeti yapmak için çalışmaya başladığını, davacının arasında arasız fasılasız, tam zamanlı olarak çalışmasına rağmen, bu çalışmalarının SGK."ya bildirilmediğini, iş akdinin davalı tarafça haksız olarak feshedildiğini, belirterek davacının 15/03/2007 - 16.06.2009 tarihleri arasında fasılasız, tam zamanlı, asgari ücretle çalışmasının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II- CEVAP:
Fer’i müdahil Kurum vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı tarafından dava takip edilmemiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme tarafından hak düşürücü sürenin dikkate alınmadığını, davacının çalışmalarının fer’i müdahil Kurum’a bildirilen kadar olduğunu beyanla mahkeme kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Fer"i müdahil vekili istinaf dilekçesinde; ilk bilirkişi raporunda davacının talep ettiği dönemde çalışmasının bulunmadığının bildirildiğini, tanık beyanlarıyla da bu hususun sabit olduğunu beyanla mahkeme kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
B- BAM KARARI
Bölge adliye Mahkemesince “Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine,” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalılar vekili tarafından istinaf dilekçelerindeki nedenleri tekrarla Konya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının bozulması talebinde bulunmuşlardır.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır.Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Somut olayda, davacının 15/03/2007 - 15/06/2009 tarihleri arasında fasılasız, tam zamanlı olarak çalışma iddiasına ilişkin tespit isteminde; Mahkemece, "davacının hizmet tespiti talep ettiği dönem yönünden somut ve yazılı belge sunmadığı, çalışma konusu işin niteliği devamlılık gösterip göstermediği, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konusunda tanık ifadelerinin inandırıcı ve yeterli olmadığı, davacının tespit istenilen dönemde çalıştığı ve çalışmasının sigortalı çalışma niteliği olup olmadığı, bu durumda, davacının kapıcılık görevini, asli olarak davacı tarafından yapılıyorsa çalışma şekli, süresi, günlük kaç saate haftada ve ayda kaç güne tekabül ettiği, apartmanın büyüklüğü, kaloriferli olup olmadığı, bahçesinin bulunup buulunmadığı, ne gibi işlere baktığı, hizmet karşılığı ödemelerin kime yapıldığı hususları irdelenmeli, davacının çalıştığı döneme ilişkin, apartman karar defteri ile gelir gider defteri davalı işyerinden getirtilerek varsa çalışmaya dair kat malikleri kurulu kararı ile ücret ödeme kayıtları irdelenip değerlendirilmeli, davacının fiili çalışmalarının varlığı ve süresi hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenip, toplanan ve toplanacak delillerin sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgulara göre yapılacak irdeleme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
O hâlde, davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."ne iadesine, kararın bir örneğinin Konya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Dairesi"ne, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesine, 14.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.