13. Hukuk Dairesi 2015/34114 E. , 2018/4160 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, davalı ... Hastanesinde 13.8.2007 tarihinde ... isimli çocuklarının dünyaya geldiğini, doğumun davalı ... tarafından gerçekleştirildiğini, doğumun sezaryen ile yapılması gerekirken, önce suni sancı iğnesi vurulduğunu, daha sonra da vakum uygulanmak suretiyle doğumun gerçekleştirildiğini, davalı hastane yetkililerinin bu uygulamayı yaparken onamını almadıklarını, ayrıca doğum yapılırken Yeşim"in büyük acı çektiğini, halen fiziksel ve psikolojik olarak da iyileşemediğini, doğumdan bir(1) ay sonra bebeğin boynunun şiştiğini, hastaneye götürdüklerinde bir çözüm bulunamadığını, 4-5 ay geçtikten sonra küçüğün sağ kolunu kullanamadığını farkettiklerini, daha ileri tetkik için Hacettepe Hastanesine götürdüklerinde, doğumdan kaynaklı olduğunun söylendiğini, ayrıca beyin hasarının da bulunduğunu öğrendiklerini, zihin yönünden bir zarar olup olmadığının 4-5 yaşlarında iken anlaşılabileceğinin söylendiğini, halen sağ kol ve bacağını tam olarak kullanamadığını, duydukları elem ve ızdırap nedeniyle küçük için 50.000 TL, anne ve baba için ise 10.000"er TL manevi tazminata karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacılar, oğulları ..."un doğumu esnasında hekimin kusurlu davaranışları nedeniyle zarar gördüğü iddiası ile manevi tazminat taleplerini içeren eldeki davayı açmışlardır. Mahkemece, bilirkişi raporları doğrultusunda hekimin kusurlu olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ve davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 10. maddesi"nin 3. fıkrasında "" Bu davaların(manevi tazminat) tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur" hükmü ile Avukatlık ücretinin aidiyeti, sınırları ve ortak veya değişik sebeple davanın reddinde davalıların avukatlık ücretine dair aynı tarifenin 3. maddesinin 2. fıkrasında ""Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur."" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı taraflar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu olduğundan her bir davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Aynı zamanda tarifenin 3. maddesin 2. fıkrası gereği tüm davalılar arasında red sebebi ortak olduğundan her bir davacı aleyhine tek vekalet ücretine hükmedilmedir. Mahkemece, kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalılar yararına dava konusu edilen manevi tazminat talebine ilişkin red sebebi ortak olduğundan, her bir davacı aleyhine ayrı ayrı ve tek maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bütün davacılar aleyhine tek nispi vekalet ücretine hükmedilmesi usule aykırı ise de, yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7.maddesi uyarınca hükmün davacı lehine düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 5. maddesinin çıkarılarak yerine “Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlülükte bulunan AAÜT"nin 3/3. ile 10/3. maddeleri nazara alınarak 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin her bir davacıdan ayrı ayrı alınarak davalılara verilmesine,” söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.