Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3248
Karar No: 2020/4336
Karar Tarihi: 14.09.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/3248 Esas 2020/4336 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, hizmet tespiti ve Kurum işlemlerinin iptaline ilişkindir. İlk derece mahkemesi davanın kısmen kabulüne karar vermiş, bu kararı davalı Kurum temyiz etmiş ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Ancak davalı Kurum vekili temyiz istemiyle tekrar başvurmuş ve sonuçta Daire, temyiz itirazlarını reddederek ilk derece mahkemesinin kararının yerinde olduğuna hükmetmiştir. Kararda, tarım sigortalılarının sigortalılığının başlama, dava ve sonlanma şekilleri anlatılmıştır. 2926 sayılı kanunda sigortalıların kayıt ve tescil yaptırmaları gerektiği ve bu tescil işleminin Kanunla kurulu meslek kuruluşları tarafından yapıldığı belirtilmiştir. 5510 sayılı kanunda ise tarım sigortalılarının tescil şartları yeniden düzenlenmiş olup, tescil işleminin sadece Kanunla kurulu meslek kuruluşları tarafından yapılması şartı öngörülmüştür. Tarımla uğraşanların sattıkları ürünlerden Kuruma kesinti yapılabilmesi için ise öncelikli şart, Kanunun 4/1-b4 maddesi kapsamında tescilli olmaları gerektiği ifade
10. Hukuk Dairesi         2019/3248 E.  ,  2020/4336 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Giresun İş Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti ve Kurum işlemlerinin iptaline istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Başkan ... ve Üye ..."ın muhalefetlerine karşı, Üyeler ..., ... ve ..."nın oylarıyla ve oyçokluğuyla 14/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
    KARŞI OY
    Daire çoğunluğu ile aradaki uyuşmazlık, 5510 sayılı Kanun döneminde tarımsal ürün satanların, sattıkları ürün bedeli üzerinden kesilen tevkifatlar nedeniyle 4/1-b kapsamında tarım sigortalısı sayılıp sayılamayacakları noktasındadır.
    Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların sigortalılıkları 17.10.1983 tarihli 2926 sayılı Kanun ile sağlanmakta iken bu Kanun 5510 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılmış, tarım sigortalıları ise aynı Kanunun 4/1-b4 bendi kapsamına alınmışlardır.
    Mevzuatımızda sigortalılığın başlaması, davamı ve sonlanması ayrı ayrı düzenlenmiştir. Sigortalılığın başlaması için öncelikle sigortalılık iradesi, başvurusu gerekmekle birlikte bazen de zorunlu sigortalılıkta Kuruma resen tescil görevi de yüklenmiştir. Kendi adına ve hesabına tarım sigortalılığı zorunlu sigortalılık olup bu konudaki yasal düzenlemelere göz atmak gerekmektedir.
    2926 sayılı Kanunda üç türlü tescil şartı düzenlenmiştir.
    1- Sigortalıların kayıt ve tescil yaptırması (m. 7),
    2- Köy ve mahalle muhtarlarının bildirimi (m. 8),
    3- Kurumun resen tescili (m. 9).
    Yukarıda sayılan tescil usulleri dışında Kurumun prim alacaklarını tahsil amacıyla, Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat kesilmesi halinde, prim ödemesi olarak kabul edilip Kurumun resen kayıt ve tescil yükümlülüğü kapsamında yargı kararları ile tescil sağlanmıştır.
    2926 sayılı Kanunun “Primlerin ödenmesi” başlıklı 36’ncı maddesinin birinci fıkrasında, sigortalının, 31’inci maddede belirtilen prim borcunu, ait olduğu yıl içinde Bakanlar Kurulunca belirlenen dönemlerde ödemek zorunda olduğu, Kurumun prim alacaklarının, Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkif suretiyle de tahsil edilebileceği belirtilmiş, anılan madde, 02.08.2003 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 56’ncı maddesi ile ilga edilmiş olmasına karşın, bu Kanunun 27’nci maddesi ile söz konusu hüküm, 1479 sayılı Kanunun 53’üncü maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle yeniden ve aynı şekilde düzenlenmiştir. Benzer hüküm, 5510 sayılı Kanun 88. maddede, “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamında sigortalı olarak tescil edilmiş olanların prim borçlarını, sattıkları tarımsal ürün bedellerinden borç tutarını geçmemek şartıyla % 1 ilâ % 5 oranları arasında olmak üzere kesinti yapılmak suretiyle tahsil etmeye Kurum yetkilidir” şeklinde düzenlenmiştir.
    Kanuni düzenleme esas alınarak 03.04.1993 gün ve 93/4384 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile, “2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa tabi sigortalıların ödeyecekleri primlerin ürün bedellerinden tevkif suretiyle tahsil edilmesine ilişkin ekli Karar"ın yürürlüğe konulması; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı"nın 19/03/1993 tarihli ve 209 sayılı yazısı üzerine, adı geçen Kanunun 36 ncı maddesine göre, Bakanlar Kurulu"nca 03/04/1993 tarihinde kararlaştırılmıştır.” Uygulama 01.04.1994 tarihinde başlamıştır.
    Kanuni düzenleme ve Bakanlar Kurulu kararı ile amaçlanan, mevcut sigortalıların ödemeleri aksayan prim borçlarının ödenmesine çözüm getirmektir. Ancak sigortalılığın zorunlu oluşu, Kurumun resen zorunlu sigortalılığı tescil görevi bulunması nedeniyle yargı kararları ile sattıkları ürünlerden tevkifat kesilenler de sigortalı olarak tescil edilmişlerdir. Kurumun ve kişilerin kendilerini uzun yıllar sigortalı saymadığı halde kuruşlarla ifade edilen bu kesintiler nedeniyle geçmişe yönelik yargı kararı ile sigortalılık kazandırılması beraberinde birçok sorunu meydana çıkarmıştır. Sigortalı olarak tescil edilen ve günü gününe primlerini ödemeye çalışan esnaf Bağ-Kur sigortalıları ile tarım Bağ-Kur sigortalıları arasında bir eşitsizlik de meydana getirilmiştir. Zira tarım Bağ-Kur sigortalıları yıllar önce sattığı ürün nedeniyle bir anda yaşlılık aylığına hak kazanacak sigortalılığı elde etmişlerdir.
    Kanun koyucu 5510 sayılı Kanunda tarım sigortalılarının tescil şartlarını yeniden düzenlemiştir. 7/1-b maddesinde iki türlü tescil ve sigortalılık başlangıcı öngörülmüştür.
    1- Kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca,
    2- Sigortalıların kendilerince bildirilmesi halinde.
    5510 sayılı Kanunda yapılan önemli değişiklik, Kurumun resen tescil görevinin kaldırılmasıdır. Muhtarların bildirimi yerine ise kanunla kurulu meslek kuruluşlarının bildirimi getirilmiştir.
    5510 sayılı Kanun döneminde de sigortalıların sattığı tarımsal ürünlerden kesinti yapılmasına devam edileceğine dair 88. maddede düzenleme yapılmış, uygulamanın nasıl yapılacağının ise Kurumca çıkarılacak yönetmeliğe bırakılmıştır. 88. madde ve Kurumca çıkarılan 2.7.2013 tarih, 2013-27 sayılı tarımsal kesinti uygulaması genelgesine göre satılan tarımsal ürünlerden kesinti şartları şöyle belirlenmiştir.
    1- 5510 sayılı Kanun, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamında sigortalı olarak tescil edilmiş olmak,
    2- Sigortalının mevcut sigortalılığından dolayı prim borcunun bulunması,
    3- SGK tarafından borcu bulunduğu belirlenen sigortalının, sattığı ürün bedellerinden borç miktarını geçmemek kaydıyla %5 kesinti yapılmasını ürünü satın alan kişi ve kurumlardan istenmesi, gerekmektedir.
    5510 sayılı Kanun 88. maddedeki düzenlemenin amacı, usulüne uygun olarak tescil edilen sigortalıların eğer varsa prim borçlarının sattıkları ürünlerden kesinti yapılarak ödenmesidir. Yoksa geriye doğru kayıt ve tescil sağlamaya ya da geçmişe yönelik hizmet kazanma imkânı veren bir uygulama değildir. Kanunda tescil şekli açıkça düzenlendiğinden artık tevkifat kesintisi nedeniyle tescil imkânı kalmamıştır.
    Kurumca kesintiyi yapacak gerçek ve tüzel kişilere, sigortalıların durumlarını kontrol ettikten sonra kesinti yapma, Kuruma yatırma yükümlülüğü getirilmiştir (E-Kesinti programı ile). Kurum uygulamasına göre kesinti yapmakla sorumlu olanlar, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamına girmeyenlerin, bu kapsama girmekle beraber sigorta prim borcu olmayan veya bu borçlarını taksitlendirenlerin, kesinti muafiyet belgesi almış olanların sattıkları ürünlerden kesinti yapılmayacaktır. Eğer kesinti yapılmış ise Kurumca yersiz alınan miktarlar iade edilecektir.
    5510 sayılı Kanunda tarım sigortalılığın tescili şekli şartlara bağlanmış, Kuruma resen tescil görevi verilmemiştir. Tarımla uğraşanların sattıkları ürünlerden Kuruma kesinti yapılabilmesi için öncelikli şart, Kanunun 4/1-b4 maddesi kapsamında tescilli olması zorunludur. Sigortalılığı tescil edilmeyenlerden kesinti yapılamayacağı gibi yersiz yapılanların da iadesi gerekmektedir. Tescil olmadan yersiz olarak kesinti yapılanların ödemelerini sigortalılık iradesi olarak yorumlamak veya Kuruma resen tescil görevi yüklemek mümkün değildir. 5510 sayılı Kanunun yeni düzenlemesi karşısında, Kanunun emredici hükmü doğrultusunda sigortalılık iradesi ortaya kopup tescil yaptırmayanlara geriye doğru kayıt ve tescil olma imkânı tanınmamıştır. Kişilerin Kuruma başvuru ile sigortalılık statüsü kazanmayıp yükümlülüklerini yerine getirmeden yıllar sonra geçmişte sattığı bir ürün bedelinden yapılan kesinti nedeniyle geçmişe yönelik sigortalılık kazanmak hukuk sistemi içerisinde mümkün olmadığı düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi