23. Hukuk Dairesi 2016/4719 E. , 2017/1995 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/3371 Esas sayılı dosyasına konu alacağın alacaklısı ... ile borçlusu ... arasında gerçek bir borç alacak ilişkisi olmadığını, her zaman düzenlenmesi mümkün olan bononun alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmadığını, söz konusu dosyada taşınmaz üzerindeki hacizde süresinde satış istenmeyip ve satış avansıda yatırılmadığından haczin düştüğünü ileri sürerek, davalının ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/3371 Esas sayılı dosyasından yapılan 21.08.2015 tarihli sıra cetvelinden çıkartılarak dosyasına isabet eden 220.000,00 TL‘nin taraflarına (... İcra Müdürlüğü"nün 2012/17603 E.) ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; alacağa konu taşınmazın ... tarafından davalı ..."ye 500.000,00 TL bedelle satıldığı, tapu işlemlerinin yapılması için tapuya müracaat ettiklerinde taşınmaz üzerinde tedbir olduğu, bunun üzerine, taşınmaz malikinin satın almış olduğu bedele karşılık davalıya 500.000,00 TL"lik senet verdiği ve taşınmazın satışına kadar taşınmaz üzerine haciz konulmasını kabul ederek icra müdürlüğüne bu hususta beyanda bulunduğu, taşınmazına haciz konulduğu, ihalesinin yapıldığı, taşınmazın 220.000,00 TL"ye ..."ye kaldığı, yapılan bu işlemlerde herhangi bir usulsüzlük olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir. Alacağın muvazaalı olduğu iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında alacaklı davalı alacağının varlığını ispat etmek durumundadır. Somut olayda; davalı ... alacağının taraflar arasında her zaman düzenlenmesi mümkün bonoya bağlı olduğunu, bununda asıl borçlu ile aralarında yapılan gayrimenkul alım-satımına teminat olarak verildiğini, bononun karşılığının ise elden verildiğini iddia etmekte, ancak başkaca bir ispat vasıtası ileri sürmemektedir. Bu durumda davalı alacağının gerçek olduğunu ispat ettiğinin kabul edilmesi düşünülemeyeceğinden, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.