Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/292 Esas 2014/19491 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/292
Karar No: 2014/19491
Karar Tarihi: 14.10.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/292 Esas 2014/19491 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/292 E.  ,  2014/19491 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Bilecik 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Tarihi : 01.10.2013
    No : 2012/382-2013/424

    Dava, haciz bildirgesine konu borçtan dolayı sorumlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkeme, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı şirket avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Somut olayda, 03.03.2011 tarihli haciz bildirgesi ile davacı şirket çalışanının Kuruma olan borcu nedeniyle aylığının haczedildiği, ancak davacı şirketin tebligata rağmen 7 gün içinde cevap vermemesi ve itirazda bulunmaması nedeniyle borcun zimmetinde sayıldığı hususu taraflar arasında ihtilafsız bulunmaktadır.
    6183 Sayılı Yasanın 79. Maddesi; “...Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur.
    Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu
    olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır...” hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca, anılan davanın genel mahkemede açılması gerektiği gözetilip, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde kabulüne hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı şirket avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.