15. Hukuk Dairesi 2021/1229 E. , 2021/467 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki iflas erteleme kararının uzatılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince ek kararın temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirket hakkında iflasının 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verildiğini, 1 yıllık sürenin sonunda davacı vekilinin talebi üzerine 20.04.2016 tarihli 2015/177E., 2015/591K Ek kararla davacı şirket hakkında iflasın ertelenmesi süresinin uzatılmasına karar verilmiş olup iflas erteleme başvurusu yapıldığı tarihten bu yana şirket borçlarının azaltıldığını, iyileştirme projesine uygun hareket edildiğini ileri sürerek, müvekkili şirket hakkındaki iflasın ertelenmesinin uzatılması kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren 2. kez 1 yıl süre ile iflasın ertelenmesinin uzatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ülke genelinde ilan edilen OHAL ve OHAL içerisinde çıkarılan 669 sayılı ve 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler kapsamında, 669 sayılı KHK"nın 4.mkaddesi ve 673 sayılı KHK"nın 10.maddesi birlikte değerlendirildiğinde, iflas erteleme süresinin 21.04.2017 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle 2.kez uzatılması talebinin reddin karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Bilançosu borca batık olan bir şirketin İcra İflas Kanunu çerçevesinde bu halde kurtulmasının mümkün görülmesi halinde borçluya tanınmış kanuni bir haktır. İ.İ.K 179/b-4 maddesi uyarınca bu sure 1 yıldır ve uygun görülmesi halinde 4 yıl uzatılabilir. İflas erteleme kurum olarak ele alındığında bu 1 yıl ve 4 yılın bir bütün olarak değerlendirilmesi ve bu çerçevede sonuca gidilmesi gerekir. İflas erteleme talebinin kabul edilerek ilk 1 yılın davacı şirkete verilmesi halinde mahkemece şirket izlenmekte, iyiye gidişin devam etmesi halinde ise iflas ertelemesinin uzatılması talepleri de kabul edilmektedir.
Bu halde iflas erteleme ve uzatma talepleri bir bütün olarak tek taleptir. Uzatma taleplerinin ayrı dava olarak görülüp karara bağlanması iflas erteleme kurumunun ruhuna uymaz. Böyle bir kabul olağanüstü hal öncesi iflas erteleme kararı olan tüm şirket ve kooperatiflerin iflas etmesi sonucunu doğurur ki bu da olağanüstü hal kararnamelerinin amacı değildir.Somut olaya gelince, iflas erteleme talebinin 20.07.2016 tarihinden önce yapıldığı aynı şirketle ilgili iflas ertelemesinin uzatılması talebinin 20.04.2016 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile kabul edildiği, iflas erteleme kararında belirtildiği üzere kayyımların davacı şirketin faaliyetleri ve davacının durumu hakkında mahkemeye rapor vermeye devam ettiği, davacı şirketin borca batıklığının devam ettiği ve iyileştirme projesi kapsamında borçtan kurtulmalarının mümkün olduğundan bahisle 2. kez ertelemenin bir yıl süreyle uzatılmasını talep ettiği, dosya kapsamından anlaşılmıştır. Mahkemece yapılması gereken yukarıda yazılı ilkeler ışığında 673 Sayılı KHK.nın 10. maddesinin 2/c fıkrasında yazılı şekilde gerekli araştırma yapılarak, davacı şirketin bu şirketlerden olmaması halinde iyileştirme projesi bilirkişi ve kayyım raporları göz önünde bulundurularak hali hazır durumda iflastan kurtulması mümkün ise iflas kararı verilmeyerek şirketin olağanüstü hal süresince ve en nihayet İİK.nın 179/b-7 maddesinde belirlenen süreler de nazara alınarak izlenmesi, borçlunun borca batıklıktan kurtulması halinde iflas erteleme talebinin reddine; bu süre içerisinde durumunun kötüye gitmesi veya sürenin dolmasına rağmen borca batıklık halinin devam etmesi halinde ise yürürlükten kalkmış olmasına rağmen derdest davalarda uygulanmasına devam edilen İİK 179/b-7 maddesi uyarınca iflasına kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davacının iflas erteleme kararının uzatılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.