Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4462
Karar No: 2020/4329
Karar Tarihi: 14.09.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/4462 Esas 2020/4329 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2019/4462 E.  ,  2020/4329 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Elazığ İş Mahkemesi

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, Davacı Kurum ve davalılar vekillleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince tarafların vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Dava, 23.05.2013 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelir, cenaze masrafı ve yapılan hastane masraflarından oluşan kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkindir.
    II- CEVAP:
    Davalılarca cevap verilmemiştir.
    III- MAHKEME KARARI:
    A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    Davanın, KABULÜNE,
    1-47,572,74-TL PSDG alacağının onay tarihi olan 16/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
    2-1,415,44-TL tedavi gideri alacağının sarf tarihi olan 23/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
    3-193,00-TL cenaze gideri alacağının 11/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
    4-Davalı Maşhuk Atlı" nın hükmedilen alacağın 25,394,81-TL sinden sorumlu tutulmasına, karar verilmiştir.
    B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince A-)Tarafların vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile, HMK"nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca Elazığ İş Mahkemesinin 28.11.2017 tarih ve 2015/793 Esas - 2017/1213 Karar sayılı kararının kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle;
    B-1-)Davanın kabulü ile; 47,572,74 TL ilk peşin sermaye değeri alacağından; talebe göre 23.786,37 TL ilk peşin sermaye değerinin onay tarihi olan 16.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve mütesilsilen; 23.786,37 TL ilk peşin sermaye değerinin onay tarihi olan 16.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı işveren ..."tan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
    2-)Talebe göre 1,415,44 TL tedavi gideri alacağının sarf tarihi olan 23.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve mütesilsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine,
    3-)Talebe göre 193,00 TL cenaze gideri alacağının 11.03.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve mütesilsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine, karar verimiştir.
    TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    1-Davacı Kurum vekili; davalıların olayda %100 kusurlu olduklarını ileri sürerek zararın tamamı üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Kanunu"nun 21. maddesidir.
    Anılan madde hükmü, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşullarını düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı rücûan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır.
    Buna göre; işverenin/üçüncü kişilerin iş kazasındaki kasıt veya kusurunun tespiti amacıyla; iş kazasının oluşumuna ilişkin maddi olguların eksiksiz biçimde saptanması, sorumluluğu gerektiren her koşulun, kendi özelliği çerçevesinde araştırılıp irdelenmesi, işveren ve diğer ilgililerin kusur oran ve aidiyetlerinin belirlenmesi gerekir.
    Bu kapsamda; 6331 sayılı Kanunun 37’nci maddesi uyarınca yürürlükten kaldırılan ancak zararlandırıcı sigorta olayının meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 4857 sayılı İş Kanunu"nun 77’nci maddesi uyarınca, işverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumluluktan konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar. Anılan madde ile, işverenlere, işçi sağlığı ve iş güvenliği kavramından kapsamlı olarak, her türlü önlemi almak yanında, bir anlamda objektif özen yükümlülüğü de öngörülmektedir. Bu itibarla işverenin, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçinin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi bir düşünce ile almaktan sarfınazar etmesi kabul edilemez.
    Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile Dünya Sağlık Örgütü"nün (WHO) ortak Komisyonunda işçi sağlığının esasları: Bütün işkollarında işçinin fiziksel, ruhsal ve sosyo-ekonomik bakımdan sağlığını en üst düzeye çıkarmak ve bunun devamını sağlamak; çalışma şartları ve kullanılan zararlı maddeler nedeni ile işçi sağlığının bozulmasını engellemek; her işçiyi kendi fiziksel ve ruhsal yapısına uygun işte çalıştırmak; özet olarak işin işçiye ve işçinin ise uyumunu sağlamak olarak tanımlanmaktadır. Belirlenen amaçlara ulaşmak, dolayısıyla iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemek temel sorumluluktur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.11.2006 gün ve E: 2006/10-696, K: 2006/704 sayılı kararı).
    Öte yandan; sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumlularına karşı açılan tazminat davasında alınan kusur raporu, rücu davası yönünden bağlayıcı olmayıp, kesinleşmesi halinde güçlü delil niteliğinde sayılması gerekmektedir.
    Öte yandan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hakiminin, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof Dr. Kemal Gözler, “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61 ) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır.
    Dosya içeriğinden, davalıların toplamda 3 bloktan oluşan site inşa ettikleri, davalı ..."nın Ak-1 isimli bloğun müteahhitliğini yaptığı, diğer davalının ise Ak-2 isimli bloğun müteahhiti olduğu, ..."nın müteahhitliğini yaptığı Ak-1 bloğun kaba inşaatının bitmesi üzerine, Ak-2 isimli bloğun inşaatına başlandığı ve işçilerin davalı ... adına tescil edilen işyeri üzerinden sigortalı gösterilmeye başlandığı, davalı ..."nın müfettiş ifadesinde diğer davalı ile ortak çalıştıkları yönündeki beyanı ile inşaatın her türlü işlerini birlikte yapıp ,malzemelerini birlikte kullandıkları kaza tarihinde Ak-2 bloğun yapımı esnasında kerestelerin bitmesi üzerine, her iki davalının işçilere Ak-1 bloğun çatısında bulunan keresteleri almaları talimatını verdikleri ve sigortalının malzeme almak için çatısına çıktığı inşaattan aşağı düşerek vefat ettiği anlaşılmıştır.
    Somut olayda, 14.05.2017 tarihli heyet bilirkişi kusur raporuna göre ,işveren ... "un % 50, ..."nın %30 ve sigortalının % 20 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği, Elazığ 1.Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/667 esas ,2014/383 karar sayılı ilamı ile ..."nın müteahhit ve işveren konumunda olduğunun kabulü ile hakkında mahkumiyet hükmü tesis edildiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek onandığı anlaşılmakla, ceza dosyası içeriği gözetilmek suretiyle davalılar arasındaki ortaklık ve işverenlik ilişkisi olup-olmadığı ve her iki davalınında işverenlik sıfatının bulunup bulunmadığı hususu açık ve net bir biçimde belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi