BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/597 Esas 2021/141 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2020/597
Karar No: 2021/141
Karar Tarihi: 24.02.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/597 Esas 2021/141 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/597 Esas
KARAR NO : 2021/141
DAVA : İstirdat (İİK md. 72/VII )
DAVA TARİHİ : 05/11/2020
KARAR TARİHİ : 24/02/2021
Mahkememizde görülen istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA/ Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı banka tarafından başlatılan .... İcra Müdürlüğü'nün 2018/... Esas sayılı icra takibi ile tahsili istenen ihtiyaç kredisinin 48 taksitten 45'inin sorunsuz ödendiğini, son 3 taksitin ise ekonomik kriz sebebi ile ödenemediğini, sonrasında ise 46. taksidin gecikmeli de olsa ödendiğini, kalan son 2 taksit yönünde takip başlatılmışsa da takip öncesi ve sonrası yapılan ödemelerin düşülmediğini, TBK'nın 88 ve 120. maddelerine aykırı olarak faiz işletildiğini, hesap dökümleri incelendiğinde borcun çok üzerinde miktarın tahsil edildiğini belirterek fazla yapılan ödemenin bilirkişi incelemesi ile tespit edilerek borçlu olmadığı halde cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı bedelin şimdilik 18.000,00 TL'sinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalı vekili, davanın yasal süresinde açılmadığını, takibin ise hesap kat edilerek borçlular temerrüte düşürüldükten sonra usulüne uygun olarak başlatıldığını, talep edilen miktarların sözleşme ve yasaya uygun olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE/ Dava hukuksal niteliği itibariyle, İİK'nın 72/VII. maddesi gereğince cebri icra tehdidi altında ödenen paranın istirdadı istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak TBK'nın 82. maddesi gereğince 2 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde açıldığı ileri sürülmüştür. Uyuşmazlık, TBK'nın 82. maddesi ile İİK nın 72/VII. maddelerinin yarışıp yarışamayacağı noktasındadır. İstirdat davasının takip hukukuna ilişkin ilk şartı paranın icra takibi sırasında ödenmiş olmasıdır. İkinci şartı ise ödemenin cebri icra baskısı altında yani takibin itiraz edilmeyerek kesinleşmesi yada İİK'nın 68. maddesi uyarınca itirazın kesin kaldırılmış olması yüzünden ödenmiş olmasıdır. Maddi hukuka ilişkin şartı ise borçlu olunmayan bir paranın cebri icra baskısı altında ödenmek zorunda kalınmış olmasıdır. Burada sebepsiz zenginleşmeden farklı olarak kesinleşmiş bir icra takibi baskısı altında borç olmayan paranın ödenmesine ilişkin özel bir düzenleme söz konusudur. TBK'nın 77 vd maddeleri gereğince sebepsiz zenginleşme uyarınca talepte bulunabilmek için kesinleşmiş bir icra takibi, cebri icra baskısı olmaksızın ödemenin yapılmış olması gerekir. İİK'nın istirdada ilişkin düzenlemesi TBK'nın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre özel hüküm niteliğindedir. Kaldı ki, genel hükümlere göre sebepsiz zenginleşme talebinin temel kaynağı sözleşme dışı ve borç olmayan paranın ödenmesine dayanmaktadır. Oysa ki, eldeki davada borcun kaynağı sözleşmedir.
Doktrinde UYAR tarafından istirdat davasının bağlı olduğu 1 yıllık süreyi geçiren borçlunun genel hükümlere göre TBK'nın 82/1 maddesi kapsamında 2 yıllık süre içerisinde sebepsiz zenginleşme davası açılabileceği savunulmuşsa da bu görüşe katılmak mümkün değildir. ( UYAR, Talih: Menfi Tespit ve İstirdat Davası, 3. Baskı, Bilge Yayınevi, Ankara, 2020, s.283 ) Yukarıdaki paragrafta da izah edildiği üzere, istirdat davası sebepsiz zenginleşmenin özel bir görünüm şeklidir. İİK hükümleri TBK'ya nazaran özel hüküm niteliğindedir. Birbiri ile yarışamaz. Aksinin kabulü İİK'nın 72/VII. maddesinin uygulanmasını imkansız kılar ki yasa koyucunun birbirini nakzeden iki çelişik yasa hükmünü düzenlemesi düşünülemez. Her ne kadar UYAR fikrini 1981 tarihli eski bir Yargıtay kararına dayandırmışsa da, söz konusu karar yerleşmiş içtihat niteliği taşımadığı gibi yakın dönemde verilen Bölge Adliye Mahkemeleri ve Yargıtay kararları da mahkememizin kanaatini doğrular niteliktedir. ( Yargıtay 19. HD 30/09/2015 günlü, 2015/1355 E. 2015/11705 K. sayılı ; Yargıtay 3. HD 21/11/2018 günlü 2017/1109 E. 2018/11866 K. sayılı ; İstanbul BAM 19. HD 02/10/2019 günlü 2019/1905 E. 2019/2009 K. Sayılı ; İstanbul BAM 3. HD 20/03/2019 günlü 2018/2959 E. 2019/423 K. sayılı kararları )
Somut olayda, dava sebepsiz zenginleşme hukuki temeline dayandırılmışsa da kesinleşmiş ve cebri icra tehdidi altında ödendiği ihtilafsız paranın iadesi istenmektedir. HMK'nın 33. maddesi gereğince maddi vakıaların açıklanması taraflara, hukuki tavsif ise hakime ait olduğundan, tarafların davayı hukuki nitelendirmesi mahkememizi bağlamaz. Nitekim söz konusu kredi borcunun ... İcra Müdürlüğü'nün 2018/... Esas sayılı dosyasından gelen yazı cevabı içeriği uyarınca 24/01/2019 günü davacı borçlu tarafından haricen ödenmek suretiyle takibin kapatıldığı, yani kesinleşen takibe binaen cebri icra baskısı ile ödendiği görülmektedir. Diğer yandan, ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/... E. 2019/... K. sayılı dosyası ile aynı konuda 05/04/2019 günü dava açılmışsa da, o davada da harç eksikliğine bağlı olarak açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Eldeki davanın ise, İİK'nın 72/VII. maddesinde ön görülmüş olan dosya borcunun <
HÜKÜM/ Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı anlaşıldığından davanın REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL ret harcından peşin alınan 307,40 TL'nin mahsubu ile artan 248,10 TL bedelin istek halinde yatıran davacıya iadesine,
Davalı yan kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından sarfedilen yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
HMK'nın 333. maddesi gereğince, dava açılırken davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK'nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 24/02/2021
Katip ...
¸e-imzalıdır
Hakim ...
¸e-imzalıdır
*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*
