Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/2900
Karar No: 2021/2626
Karar Tarihi: 24.11.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2900 Esas 2021/2626 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2900
Karar No : 2021/2626

TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI) : ...İletişim Hizmetleri Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. ...

2-(DAVALI): ...Kurumu
VEKİLİ: Av. ...

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 16/06/2020 tarih ve E:2017/2435, K:2020/1401 sayılı kararının, davacı tarafından davanın reddine ilişkin kısmının, davalı idare tarafından ise iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Telekomünikasyon Kurumunun ...tarih ve ...sayılı işlemiyle bildirilen Telekomünikasyon Kurulunun ...tarih ve ......sayılı kararının 1., 2., 3. ve 5. maddelerinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 16/06/2020 tarih ve E:2017/2435, K:2020/1401 sayılı kararıyla, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/10/2014 tarih ve E:2011/1922, K:2014/2959 sayılı kararının bozmaya ilişkin kısmına uyularak;
Bakılan davanın, ...tarih ve ...sayılı Kurul kararının 1., 2., 3. ve 5. maddelerinin iptali istemiyle açıldığı,
Dairelerinin 01/03/2011 tarih ve E:2008/3934, K:2011/855 sayılı kararıyla, dava konusu Kurul kararının 1. maddesiyle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde, anılan maddenin iptaline karar verildiği,
Temyiz başvurusu üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/10/2014 tarih ve E:2011/1922, K:2014/2959 sayılı kararıyla, dava konusu Kurul kararının 1. maddesi yönünden kararın onanmasına; dava konusu Kurul kararının 2., 3. ve 5. maddelerinin de iptalinin talep edildiği dikkate alınarak, bu maddeler yönünden de inceleme yapılması gerektiği gerekçesiyle, dava konusu Kurul kararının 2., 3. ve 5. maddeleri yönünden bozulmasına karar verildiği,
Dava konusu Kurul kararının 1. maddesinin iptaline ilişkin Dairelerinin 01/03/2011 tarih ve E:2008/3934, K:2011/855 sayılı kararının kanun yolu incelemesinden geçerek kesinleştiği, bu nedenle Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/10/2014 tarih ve E:2011/1922, K:2014/2959 sayılı kararının bozmaya ilişkin kısmı dikkate alınarak, dava konusu Kurul kararının 2., 3. ve 5. maddeleri ile sınırlı inceleme yapıldığı belirtilerek,
Dava konusu Kurul kararının tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunduğu haliyle, 2813 sayılı Telsiz Kanunu ile 406 sayılı Telefon ve Telgraf Kanunu'nun ilgili hükümlerine yer verilerek,
Dava konusu Kurul kararının 2. maddesinin incelenmesi:
Dava konusu Kurul kararının 2. maddesinde yer alan düzenlemenin, 527 sayılı Kurul kararının 1. maddesinin son bendi ve 2. maddesinin son bendi ile ilgisi bulunduğu, başka bir anlatımla 527 sayılı Kurul kararının 1. maddesinin son bendi ve 2. maddesinin son bendinin uygulanmasına yönelik düzenlemeler içerdiği,
527 sayılı Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, Dairelerinin 13/04/2010 tarih ve E:2007/15955, K:2010/3200 sayılı kararıyla, "Turkcell'in şebeke içi tarifelerinin, aynı dönem içerisinde diğer işletmecilere uyguladığı en düşük çağrı sonlandırma ücretinin altında kalmamasının sağlanmasına yönelik kısımlarının" iptaline, davanın diğer kısımları yönünden ise reddine karar verildiği,
527 sayılı Kurul kararının 1. maddesi incelendiğinde, iki bölüm halinde düzenleme yapıldığının görüldüğü, maddenin birinci bölümünde, "Turkcell'in şebeke içi tarifelerinin, aynı dönem içerisinde diğer işletmecilere uyguladığı en düşük çağrı sonlandırma ücretinin altında kalmamasının sağlanmasına yönelik" kurallar getirildiği, ikinci bölümünde (1. maddenin son bendi) ise, bu kurala istisna oluşturacak düzenlemeler yapıldığının anlaşıldığı,
Dairelerinin 13/04/2010 tarih ve E:2007/15955, K:2010/3200 sayılı kararında, 527 sayılı Kurul kararının 1. maddesinin son bendinin iptaline karar verilmediği görülmekle birlikte, söz konusu 1. maddenin ilk bölümünde yer alan ana kuralın iptaline karar verildiği, dolayısıyla maddenin son bendinde yer alan istisna hükmünün uygulanma şansının kalmadığı, bu sebeple dava konusu Kurul kararının 2. maddesinin, 527 sayılı Kurul kararının 1. maddesinin son bendinin uygulanmasına ilişkin kısmının da hukukî dayanağını yitirdiği,
Öte yandan Dairelerinin 13/04/2010 tarih ve E:2007/15955, K:2010/3200 sayılı kararında, iptali istenilen diğer kısımlar yönünden davanın reddine karar verildiğinden, dava konusu Kurul kararının 2. maddesinin, 527 sayılı Kurul kararının 2. maddesinin son bendinin uygulanmasına ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı,
Bu itibarla, dava konusu Kurul kararının 2. maddesinin, 527 sayılı Kurul kararının 1. maddesinin son bendinin uygulanmasına ilişkin kısmında hukuka uygunluk, 527 sayılı Kurul kararının 2. maddesinin son bendinin uygulanmasına ilişkin kısmında ise hukuka aykırılık bulunmadığı,
Dava konusu Kurul kararının 3. ve 5. maddesinin incelenmesi:
Dava konusu Kurul kararının 3. maddesinde, "Kurumumuza yapılan tarife bildirimlerinde, ön ödemeli hatlar için sunulan ücretler için birim kontör ücreti olarak 100'lük kontör kartlarının, hediye verilen kontörler hesaba katılmaksızın, hesaplanan birim kontör ücretlerinin dikkate alınması"; 5. maddesinde ise, "İş bu Kurul kararının üç GSM işletmecisine de bildirilmesi" hususlarına karar verildiği,
Dairelerinin 13/04/2010 tarih ve E:2007/15955, K:2010/3200 sayılı kararında, 527 sayılı Kurul kararının tamamen iptal edilmeyip sadece "Turkcell'in şebeke içi tarifelerinin, aynı dönem içerisinde diğer işletmecilere uyguladığı en düşük çağrı sonlandırma ücretinin altında kalmamasının sağlanmasına yönelik" kısmının iptaline karar verildiğinden, dava konusu Kurul kararının; 527 sayılı Kurul kararının 2. maddesinin uygulanması mahiyetindeki 3. maddesinde ve Kurul kararının üç GSM işletmecisine de bildirilmesine yönelik 5. maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle,
Telekomünikasyon Kurulunun 23/01/2008 tarih ve 2008/DK-07/51 sayılı kararının 2. maddesinin, ...tarih ve ...sayılı Kurul kararının 1. maddesinin son bendinin uygulanmasına ilişkin kısmının iptaline, anılan Kurul kararının iptali istenilen diğer maddeleri yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Daire kararında Kurul kararının iptali talep edilen maddeleri yönünden öne sürülen iddiaların yeterince karşılanmadığı, bu haliyle adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından olan hukuki dinlenilme hakkı ile gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği, iptali istenen Kurul kararının 2. ve 5. maddelerinin 527 sayılı Kurul kararının uygulaması mahiyetinde olduğu, 527 sayılı Kurul kararının tarifelere alt sınır getirilmesine ilişkin kısımlarının iptal edildiği, bu haliyle dava konusu Kurul kararının 2. ve 5. maddelerinin konusuz ve dayanaksız kaldığı, anılan maddelerin bu gerekçeyle iptali gerektiği, dava konusu Kurul kararının tesis edildiği dönemde yürürlükte bulunan 406 sayılı Telefon ve Telgraf Kanunu'nun 29. maddesi uyarınca, işletmecilerin serbestçe tarifeleri belirleme hakkına sahip oldukları, iptal istemine konu edilen Kurul kararının 3. maddesi ile, 406 sayılı Kanun'un bu amir hükmüne aykırı olarak tarifelere müdahalede bulunulduğu, Daire kararında ilgili mevzuata yer verildiği, ancak bu mevzuata ilişkin hukuki değerlendirmede bulunulmadığı, dava konusu Kurul kararının dayanağını teşkil eden 527 sayılı Kurul kararının iptal edildiği, bu bağlamda dayanaksız kalan dava konusu Kurul kararının iptali gerektiği, bununla birlikte somut dava özelinde dava konusu Kurul kararına özgü hukuka aykırılık iddialarının ayrıca irdelenmesinin hukuken zorunluluk arz ettiği, ancak Daire kararında bu incelemenin yapılmadığı belirtilerek, Daire kararının redde ilişkin kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, 527 sayılı Kurul kararının iptal edilen kısmının dava konusu Kurul kararının 2. maddesinin dayanağını oluşturmadığı, 527 sayılı Kurul kararının tamamıyla iptal edilmediği, temyize konu Daire kararında iptal edilen kısmın 527 sayılı Kurul kararının önceden iptal edilen kısmı ile bir ilgisi bulunmadığı, öte yandan dava konusu Kurul kararının iptali istenen 2. maddesinin tarifelerle ilgili çalışma yapılmasını karara bağlayan bir düzenleme olduğu, bu haliyle hukuk aleminde ve davacı nezdinde hüküm doğurmayan bahse konu maddenin kesin ve yürütülebilir işlem olarak kabul edilemeyeceği belirtilerek, Daire kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacı tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın iptale yönelik kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve davalı idarenin temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek, davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı idare tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın davanın reddine yönelik kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve davacının temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu Kurul kararının yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen iptali, kısmen davanın reddi yolundaki Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 16/06/2020 tarih ve E:2017/2435, K:2020/1401 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi