Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/787
Karar No: 2021/2630
Karar Tarihi: 24.11.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/787 Esas 2021/2630 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/787
Karar No : 2021/2630

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...Partisi
VEKİLİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVALI) : ...
VEKİLİ : Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü ...

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 21/10/2020 tarih ve E:2020/2543, K:2020/4032 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 28/03/2020 tarih ve 2324 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 29/03/2020 tarih ve 31083 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmeliğin öncelikle tamamının, bu talebin kabul görmemesi halinde anılan Yönetmeliğin 28. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendindeki "örgüt mensubu olan hükümlülerle ilgili olarak" ibaresinin, 30. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin, 34. maddesinin 2. fıkrasının (a), (b), (c) ve (ç) bentleri ile 4. ve 7. fıkralarının, 41. maddesinin, 72. maddesinin 2. fıkrasının (d) ve (e) bentleri ile 3, 5, 6, 8 ve 9. fıkralarının, 74. maddesinin 2. fıkrasının (ğ), (h), (j), (k) ve (p) bentlerinin, 75. maddesinin 5. fıkrasının, 76. maddesinin 3. ve 4. fıkralarının, 101. maddesinin 2, 3, ve 4. fıkralarının, 104. maddesinin 1. fıkrasının, 105. maddesinin 1. fıkrasının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 21/10/2020 tarih ve E:2020/2543, K:2020/4032 sayılı kararıyla;
Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk Devleti olduğu, 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olduğu, 80. maddesinde de, Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil bütün Milleti temsil edecekleri hususlarının kurala bağlandığı, söz konusu temsilin siyasi bir temsil olduğu, hukuki anlamda dava açmaya vekâlet niteliği taşımadığı,
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun ''Genel Başkan'' başlığını taşıyan 15. maddesinde; partiyi temsil yetkisinin genel başkana ait olduğu; kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydı ile parti adına dava açma ve davada husumet yetkisinin, genel başkana veya ona izafeten bu yetkileri kullanmak üzere parti tüzüğünün göstereceği parti mercilerine ait olduğunun kurala bağlandığı,
2577 sayılı Kanunun 2. maddesinde, iptal davalarının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılabileceklerinin öngörüldüğü,
İptal davalarının, idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olduğu, bununla birlikte, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören yasa koyucunun, iptal davaları için menfaat ihlalini, subjektif ehliyet koşulu olarak aradığı,
İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulunun, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olması dolayısıyla, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerektiği,
İptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idari işlemlerin, ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabul edildiği,
Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel bir menfaat ilgisinin varlığının, davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlendiği, davacının idari işlemle ciddi ve makul, maddi ve manevi bir ilişkisinin, hukuken korunması gereken bir menfaat bağının bulunmasının dava açma ehliyeti için gerekli sayıldığı,
Bu bağlamda; dava konusu Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik ile davacı Siyasi Parti arasında güncel, kişisel ve meşru bir menfaat ilişkisinin bulunduğunun kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle,
Davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 2802 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 15. maddesinin 3. fıkrası uyarınca özel hukuk tüzelkişiliğine sahip olan siyasi partilerin dava ve husumet ehliyetlerinin bulunduğu, partilerinin parti programları doğrultusunda hak alanını daraltan her türlü işlem ve karara karşı hukuki yolları kullanmayı ilke olarak benimsediği, bu çerçevede ceza infaz kurumlarında bulunan herkesin menfaatinin tesisi için açtıkları davada ehliyetli oldukları, bunun yanında kendi eski eş genel başkanları dahil olmak üzere partilerinin mensubu olan 8 milletvekili ve 17 belediye başkanının tutuklu olduğu, dolayısıyla söz konusu iptal davasını açmada güncel, kişisel ve meşru menfaatlerinin bulunduğu, Danıştayın muhtelif kararlarında siyasi partilerin ehliyetli kabul edildiği, ülke çapında kamu yararı için faaliyet göstermek üzere örgütlenmiş olan partilerinin hukukun tesisi ve kamu yararı için uyuşmazlık konusu düzenlemeye karşı dava açmada ehliyetli olduğu belirtilerek, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 21/10/2020 tarih ve E:2020/2543, K:2020/4032 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 24/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


KARŞI OY

X- Davacı Siyasi Parti tarafından, 28/03/2020 tarih ve 2324 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 29/03/2020 tarih ve 31083 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmeliğin öncelikle tamamının, bu talebin kabul görmemesi halinde anılan Yönetmeliğin 28. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendindeki "örgüt mensubu olan hükümlülerle ilgili olarak" ibaresinin, 30. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin, 34. maddesinin 2. fıkrasının (a), (b), (c) ve (ç) bentleri ile 4. ve 7. fıkralarının, 41. maddesinin, 72. maddesinin 2. fıkrasının (d) ve (e) bentleri ile 3, 5, 6, 8 ve 9. fıkralarının, 74. maddesinin 2. fıkrasının (ğ), (h), (j), (k) ve (p) bentlerinin, 75. maddesinin 5. fıkrasının, 76. maddesinin 3. ve 4. fıkralarının, 101. maddesinin 2, 3, ve 4. fıkralarının, 104. maddesinin 1. fıkrasının, 105. maddesinin 1. fıkrasının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun ''Genel Başkan'' başlığını taşıyan 15. maddesinde; partiyi temsil yetkisinin genel başkana ait olduğu; kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydı ile parti adına dava açma ve davada husumet yetkisinin, genel başkana veya ona izafeten bu yetkileri kullanmak üzere parti tüzüğünün göstereceği parti mercilerine ait olduğu kurala bağlanmıştır.
Davacı Siyasi Partinin ülke menfaatini gözeterek ülke çapında kamu yararı için faaliyet göstermek üzere teşkilatlanmış bir tüzel kişiliği olduğu göz önüne alındığında, hem hukukun tesisi hem de kamu yararı için, uyuşmazlık konusu Yönetmeliğe karşı dava açma ehliyetinin olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu nedenle, davacının temyiz isteminin kabulü ile esastan bir karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi