3. Hukuk Dairesi 2018/1358 E. , 2019/2524 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz, davacı vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının su abonesi olduğunu, abonelik kaydını iptal ettirmeyen davalı borçlunun, aboneliğe ait tüketimden kaynaklı tahakkuk ettirilen fatura bedellerinden sorumlu olduğunu, ödenmeyen dönemsel tahakkuk fatura bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; dava konusu aboneliğin fiili kullanıcısı olmadığını, dava dışı kiracı ..."in kiracı sıfatıyla aboneliğin bulunduğu taşınmazda oturduğunu ve fiili kullanıcı olarak tüketim bedelinden sorumlu olduğunu, kendisinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, abonelik sözleşmesi gereği fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle davacı kurum tarafından suyun kesilmesi gerektiğini, davacının iyi niyetli olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacı kurumun suyu kesmeyerek borcun artmasına sebebiyet verdiği, bu sebeple alacağın % 15 oranında indirim yapılması gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının ... 8. İcra Müdürlüğü"nün 2014/6378 E. sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile 4.899,80 TL asıl alacak, 5.737,78 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık % 16,8 oranını geçmemek üzere 6181 sayılı Yasanın 51. maddesinde düzenlenen faiz oranlarının işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz, davacı vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmiştir.
Dava; su tüketimi nedeniyle dönemsel tahakkuk ettirilen ve ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla davalı abone aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)Abonelik sözleşmesini imzalayan abone, sözleşme sona erinceye kadar tahakkuk edecek olan tüketim bedelinden, dağıtım yapan kuruma karşı sözleşme gereği sorumludur. Hemen belirtmek gerekir ki, burada kullanımın normal ya da kaçak kullanım olmasının da sonuca etkisi bulunmamaktadır. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin, sözleşmesi iptal edilmediği sürece, kullanım bedelinden dolayı fiili kullanıcı ile beraber müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre, abonelik iptal ettirilmedikçe, o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz gibi abonelik bedellerinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur. Nitekim, aynı ilkeler HGK"nın 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı ilamında da benimsenmiştir.
Öte yandan; MASKİ Genel Müdürlüğü"nün 53/1. maddesinde; " Aboneler, tahakkuk eden fatura bedellerini bildirimde belirtilen son ödeme gününe kadar ödemeye mecburdur. Abonelikte kimse bulunmazsa abonelik adresine bildirim bırakmakla aboneye bildirim yapılmış sayılır. İkinci tahakkukla ilgili fatura bedellerini de bildirimde belirtilen son ödeme tarihine kadar ödemeyen abonelerin suları kapatılabilir ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu"nun 51. Maddesinde belirtilen yüzde oranı nispetinde gecikme zammı ile birlikte yasal yollardan tahsil edilir." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Somut olayda; taraflar arasında 16/02/2006 tarihli abonelik sözleşmesinin düzenlendiği, davalının 100546 numaralı işyeri ( ticarethane) abonesi olduğu, 2006/10 - 2012/01 arası dönemlere ait normal tüketimden kaynaklı tahakkuk eden fatura bedellerinin ödenmediği, ödenmeyen borç nedeniyle davacı kurum tarafından 13/12/2013 tarihli tutanak ile suyun kesildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda; davacının, su tüketim bedeline esas faturaların uzun bir süre ödenmemesine rağmen, yönetmelik gereği suyu kesmemesi, davacı açısından müterafik kusur teşkil etmektedir. Ancak; bu kusur, tüketilen su bedelinin aslından davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davalının normal tüketim bedeli dışında, gecikme zammından en fazla yasal faize kadar indirim gerektirir. Davacının müterafik kusuru nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirim yapılması ise, sebepsiz zenginleşmeye yol açacaktır.
Hal böyle olunca, mahkemece; davacı kurumun suyu kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bunun da ancak davalı için gecikme zammı ve faizden indirim sağlayacağı, davalının, dava konusu asıl borçtan ( ana tüketim bedelinden) her halükarda sorumlu olduğu göz önünde bulundurularak, icra takibine konu asıl alacağın tamamına hükmedilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile asıl alacak üzerinden kusur indirimi yapılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK."nın 428. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.