3. Hukuk Dairesi 2017/17075 E. , 2019/2522 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; yöneticisi bulunduğu Güven apartmanının , davalı kurumun C-... numaralı su abonesi olduğunu, apartmanın kaçak su kullandığından bahisle davalı kurum çalışanları tarafından 23/12/2009 tarihli kaçak su tutanağı düzenlendiğini ve bu kapsamda fatura tahakkuk ettirildiğini, apartmanın önceki yöneticisi ... hakkında da suç duyurusunda bulunulduğunu, Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2010/1141 Esas sayılı dosyasında açılan davada beraat kararı verildiğini, kaçak su kullanımının söz konusu olmadığını ileri sürerek; davalı kurum tarafından, apartman yönetimi adına haksız tahakkuk ettirilen fatura bedelinin tahsili amacıyla başlatılan Ankara 19. İcra Müdürlüğü"nün 2010/8222 Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davalı şirket çalışanlarınca 23/12/2009 tarihinde yapılan kontrolde, davacı apartmanın kaçak su kullandığının tespit edildiğini ve kaçak su tutanağına istinaden işlem yapıldığını, apartman yöneticisi adına suç duyurusunda bulunulduğunu, ASKİ Tarifeler Yönetmeliği gereği tahakkuk ettirilen fatura bedelinden davacının sorumlu olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; hükme esas alınan 01/02/2013 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne, davacının Ankara 19. İcra Müdürlüğü"nün 2010/8222 E. Sayılı takip dosyasında davalı kuruma 2.869,02 TL kaçak su bedeli, 124,65 TL işlemiş faiz, 69,00 TL ÇTV olmak üzere toplam 3.062,67 TL den borçlu olduğuna, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz işletilmesine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kaçak su tutanağına istinaden tahakkuk ettirilen fatura bedelinden borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
ASKİ Tarifeler Yönetmeliği 55. maddesi; “Abone olmaksızın su dağıtım şebeke hattından veya şube yolundan İdareye ait kuyu veya kaynaktan delerek, boru döşeyerek, motor bağlayarak vs. surette su temin etmek veya abone olup da sayaçsız, ters sayaç (abonece ters bağlantı yapılarak) veya sayacı işletmeyecek herhangi bir tertibatla su kullanmak işlenmesi yasak olan fiillerden olup, aynı zamanda su hırsızlığı suçunu oluşturur.
Bu fiili işleyenler hakkında yasal soruşturma yapılmakla birlikte saptanabilmişse o tarihten, saptanamamış ise üç aydan beri;
a) Konutlarda daire başına aylık 10 m³ su tüketildiği varsayılarak, tespit tarihindeki konut tarifesinin 3 katı olarak tahakkuk ettirilir.
b) Konut dışı bir alanda kaçak su kullanılmış ise süre bakımından yukarıdaki esas dikkate alınarak bu yönetmeliğin 44 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre saptanacak ortalama aylık tüketimin saptama tarihindeki kendi tarifesinden 3 katı olarak tahakkuk ve tahsil edilir. Kaçak bağlantı kaldırılır. ...” düzenlemesini içermektedir.
ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 55. maddesinde hangi fiillerin kaçak su kullanımı oluşturacağı ve kaçak su kullanımının tespiti halinde tahakkukun nasıl yapılacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda; mahkemece hükme esas alınan 01/02/2013 tarihli bilirkişi raporunda; kaçak su tutanağı ve eki fotoğraflar dikkate alındığında, davacı apartman tarafından, sayaç ayrımının yapıldığı 13.12.1999 tarihinden itibaren 10 yıl 2 ay 3 gün süreyle kaçak su kullanıldığının tespit edildiğini, kaçak tespit tutanak tarihinden sonraki tarihte ortak kullanımda tüketilen ortalama aylık su tüketim miktarının 4 metreküp olabileceği, tespit tarihinden önceki aylık su tüketim miktarının ise 1 metreküp olduğu, dolayısıyla kaçak su kullanım döneminde toplam 345 metreküp su tüketimi yapıldığı belirtilmiştir. Bilirkişi tarafından kaçak su kullanım miktarı belirlenirken, ASKİ Tarifeler Yönetmeliği"nin 55. maddesine göre hesap yapılmadığı, kıyaslama yoluyla hesap yapıldığı anlaşılmış olup, rapor bu haliyle hüküm kurmaya elverişli değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurularak, dosyanın önceki bilirkişi dışında seçilecek konusunda uzman bilirkişiye tevdi ile dava konusu kaçak su tüketimi nedeniyle davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği gerçek alacak miktarının duraksamasız belirlenmesi noktasında, tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Tarifeler Yönetmeliği hükümlerine göre hesaplamayı içerir, ayrıntılı, davalının rapora karşı itirazlarını da karşılar şekilde, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 25.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.