11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/6281 Karar No: 2019/2787 Karar Tarihi: 18.03.2019
Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/6281 Esas 2019/2787 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kamu görevlileri olan sanıkların, bir canlı tanık tutanağını sahte olarak düzenledikleri iddiasıyla yargılandıkları ve mahkumiyet kararı verildiği belirtilen 11. Ceza Dairesi kararı incelenmiştir. Sanıkların savunmalarında suçlamaları kabul etmedikleri, tanık ifadelerinin doğrulayıcı nitelikte olduğu ancak dosyada bulunan belgelerin yetersiz olduğu ifade edilmiştir. Kararda, suçun özgü suç olması nedeniyle sanık ...’in itham edildiği suça nasıl iştirak ettiği ve suç kastının nasıl oluştuğunun değerlendirilmediği, savunma hakkının kısıtlandığı, son söz hakkının verilmediği ve uygulanan kanun maddelerinin Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrasında yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, hükümlerin bozulması gerektiği kararı verilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri şunlardır: 5237 sayılı TCK’ın 40. maddesi, 204. maddesi ve 53. maddesi, 5271 sayılı CMK’nın 216/3 ve 226. maddesi, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi.
11. Ceza Dairesi 2017/6281 E. , 2019/2787 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Polis memuru olan sanıklar ... ve ... ile sanık ...‘in iştirak halinde, 20.04.2012 tarihli “Canlı Teşhis Tutanağı“ başlıklı belgeyi sahte olarak düzenlediklerinden bahisle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işlediklerinin iddia ve kabul olunduğu olayda; sanıklardan ... ve ...‘ın savunmalarında suça konu belgenin tanzim edildiği esnada sanık ... ve eşi ...‘in hazır bulunduklarını, tutanağı hangisinin imzaladığını bilmediklerinden bahisle suçlamaları kabul etmemeleri, tanıklardan ...‘ın sanık ... ve ...‘in birkaç kez karakola gelip gittiklerini gördüğünü, tanık ...‘in ise teşhis işlemi sırasında ... ve ...‘in hazır bulunduklarını beyan ederek sanıkların savunmalarını doğrulamaları, ... ile sanık ... ve ... haklarındaki yargılamaya ilişkin Küçükçekmece (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesi‘nin 2012/606 Esas ve 2013/262 Karar sayılı dosyasının dosya içerisine getirtilmediğinin anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; Küçükçekmece (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesi‘nin 2012/606 Esas ve 2013/262 Karar sayılı dosyasının celbi ile incelenelerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosyaya eklenmesi, belirtilen dosya içerisinde yer alan sanık ifadeleri ve diğer deliller ile iş bu dosya kapsamında temin edilen dellilerin birlikte değerlendirilmesi, 20.04.2012 tarihli teşhis işleminin yapılışına ilişkin herhangi bir kamera görüntüsü bulunup bulunmadığının araştırılması, bulunduğunun tespiti halinde bu görüntülerin CD çözüm tutanakları da düzenlendikten sonra, sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile sanıklar hakkında yazılı şekilde mahkûmiyet hükümleri kurulması, 2-Kabule göre de; a)Bağlılık kuralını düzenleyen 5237 sayılı TCK"nin 40. maddesinin 2. fıkrasında “Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.” hükmünün öngörülmesi; sanıklar ... ve ...‘a isnat olunun ve 5237 sayılı TCK"nin 204. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen “görevi gereği düzenlemeye yetkili oldukları resmî belgeyi sahte olarak düzenleme” suçunun “özgü suç” olması karşısında; sanık ...‘in, diğer sanıklara isnat olunan suça ne şekilde iştirak ettiği (fiili birlikte gerçekleştiren, azmettiren veya yardım eden olup olmadığı) belirlenip tartışılmadan ve somut olayda sanığın aşamalarda alınan savunmalarında diğer sanık polis memurlarının yönlendirmesi üzerine eşinin yerine imza attığını bildirmesi karşısında sanığın suç kastının da ne şekilde oluştuğu değerlendirilmeden, sanığın TCK‘nin 204. maddesinin 2. fıkrası gereğince cezalandırılması, b)Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 09.05.2013 tarihli 2013/47580 Soruşturma ve 2013/20949 Esas sayılı iddianmesi ile sanık ... hakkında, TCK‘nin 204/1. maddesi gereğince cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı halde, 5271 sayılı CMK"nin 226. maddesi uyarınca TCK‘nin 204/2. maddesinden ek savunma hakkı tanınmadan, belirtilen maddenin uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, c)24.03.2014 tarihli hükmün verildiği duruşmaya gelen sanık ...‘e son söz hakkı verilmeyerek, 5271 sayılı CMK"nin 216/3. maddesine aykırı davranılması, d)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafileri ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.