10. Hukuk Dairesi 2014/16609 E. , 2014/19407 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Zonguldak 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 29.05.2014
No : 2006/156-2014/460
Dava, aksine Kurum işleminin iptali ile kesilen ölüm aylığının yendien bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
28.09.1997 tarihinde vefat eden 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı babası üzerinden 21.10.1997 tarihinden itibaren erkek çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı bağlanmış olan 1980 doğumlu davacı hakkında, 18 yaşını doldurması nedeniyle bağlanan aylığın kesilmesini takiben alınan 05.06.1998 tarihli rapor ile malûliyeti ve çalışamayacak durumda bulunma hali Kurumca kabul edilerek 506 sayılı Yasa"nın 68’inci maddesi kapsamında, 15.06.1998 tarihinden itibaren yeniden aylık bağlandığı ve 2005 yılında yapılan Kontrol muayenesi sonucunda; 11.03.2005 tarihli rapor ile malûl sayılamayacağı gerekçesi ile 19.03.2005 tarihinden itibaren bağlanan ölüm aylığının kesildiği, eldeki davanın Kurumca yapılan aylık kesme işleminin iptali ile kesildiği tarihten itibaren ölüm aylığının yeniden bağlanması amacıyla açıldığı, mahkemece, davanın reddine karar verildiği anlaşılmakta ise de, verilen kararın eksik araştırmaya ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasa"nın “Eş ve çocuklara aylık bağlanması” başlığını taşıyan 68/I-C-a maddesinde aylık bağlanma koşulları yönünden "18 yaşını, ortaöğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmamış olan veya çalışamayacak durumda malûl bulunan ve Sosyal Sigorta"ya, Emekli Sandıkları"na tabi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan (...)(2) çocuklarla yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigorta"ya, Emekli Sandıkları"na tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocukların her birine” aylık bağlanması olanağı öngörülmüştür. Anılan madde ile, cinsiyet ayrımı yapılmaksızın, belli yaş ve şartları taşıyan çocuklara; yine, cinsiyet ayrımı yapılmaksızın ve yaş şartı aranmaksızın Sosyal Sigorta"ya, Emekli Sandıkları"na tabi çalışmalarından dolayı gelir ve aylık alma durumu olmayan malûl çocuklara ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıkları"na tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan ve evli olmayan kız çocuklarına olmak üzere, birbirinden bağımsız ayrı ayrı üç aylık bağlama koşulu getirilmiş olup, bunlardan birinin gerçekleşmesi durumunda, ilgiliye ölüm aylığı tahsisinde tereddüt bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, (506 sayılı Yasa"nın 109’uncu) 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 95’inci maddesinde malûl sayılmayı gerektirecek hastalık veya arızanın bulunup bulunmadığının tespitinde izlenecek yol açıklanmıştır. Buna göre kurum sağlık tesislerince düzenlenen raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu"ndan rapor alınmalı, söz konusu kurul raporlarının Kurumu bağlayacağı, ancak, diğer ilgilileri bağlamayacağı dikkate alınarak, itiraz halinde, Adli Tıp Kurumu"ndan alınacak rapora göre karar verilmeli; Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki bulunması halinde ise, Adli Tıp Genel Kurulu"ndan alınacak raporla, bu çelişki giderilip, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Eldeki davada, mahkemece, anılan prosedüre uyulmuş ise de, aldırılan raporların, 506 sayılı Yasa"nın 68’inci maddesi çerçevesinde, “çalışamayacak durumda malul olup olmadığı” irdelenmediği anlaşılmakta olup, yasa metinlerine uygun şekilde, rapor aldırılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir.
Diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun 34’üncü maddesinde, “Ölen sigortalının 33"üncü madde hükümlerine göre hesaplanacak aylığının...a) Dul eşine % 50"si; aylık bağlanmış çocuğu bulunmayan dul eşine ise bu Kanunun 5"inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaması veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde % 75"i; b) Bu Kanunun 5"inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmayan veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklardan;
1) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayanların veya,
2) Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirip malûl olduğu anlaşılanların...her birine % 25"i oranında aylık bağlanacağı hükme bağlanmıştır.
O hâlde, 5510 sayılı Yasa kapsamında getirilen yeni düzenlemenin sigortalı ve hak sahiplerinin lehine olduğu, dikkate alınarak %60 oranı üzerinden irdeleme yapılacak şekilde davacıya ölüm aylığının bağlandığı tarih itibari ile çalışamayacak durumda olup olmadığını ve derecesini belirtir şekilde, rapor aldırılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, aslen, 5434 sayılı Kanun"da geçen yetim aylığı tabiri kullanmak suretiyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.