Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/16570
Karar No: 2014/19406
Karar Tarihi: 13.10.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/16570 Esas 2014/19406 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/16570 E.  ,  2014/19406 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Antalya 5. İş Mahkemesi
    Tarihi :09.05.2014
    No :2012/396-2014/305

    Dava, fiili çalışmaya dayalı olmadığı gerekçesi ile 17.07.2007–13.01.2010 tarihleri arasındaki sigortalılık süresinin iptaline ve giderek yaşlılık aylığının iptali ve yersiz ödeme nedeniyle, yaşlılık aylıklarının iadesine ilişkin Kurum işleminin iptali ve Kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne, davacının C.... Tasarım Uygulama San. Tic. Ltd. Şti. unvanlı iş yerinde bildirimlerinin fiili olduğunun tespitine, emekli maaşının kesilmesi yönündeki davalı idarenin işleminin iptaline, ayrıca yersiz ödeme olarak kabul edilen ödemelere ilişkin borçlandırma işleminin de iptaline karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    20.05.2010 tarihli tahsisi talebi ile 01.06.2011 tarihinden itibaren 5251 gün üzerinden yaşlılık aylığı bağlanan 11.05.1966 doğumlu davacının, 16.06.2009 tarihinde gerçekleştirdiği doğum sonrasında, davalı Kurum tarafından yapılan inceleme sonucunda; tutulan müfettiş raporu ile aylık bağlanırken dikkate alınmış olan 17.07.2007–13.01.2010 tarihleri arasında davacının kardeşinin sahibi olduğu Ltd. Ştine ait işyerinden yapılan bildirimlerin davacının eşinin, Adapazarı’nda olmasına rağmen, Anyalya’daki işyerinden bildirimlerin yapılması, davacının çalıştığı işyeri adresini tarif edememesi nedenleri ile fiili çalışmaya dayalı olmadığı gerekçesi ile iptali sonrasında aylığın bağlama şartlarının kaybolması nedeniyle iptaline ve yersiz ödemeler nedeniyle borç çıkarma işlemine karşı eldeki davayı açtığı; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen kararın davacının çalışmalarının fiili olup olmadığı bakımından eksik araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
    Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    Bu tür davalarda aslen tespit isteyen davacının fiili çalışmalarının mahkemece öncelikle yazılı delil varsa yazılı delille, yok ise dinlenecek bordrolu ve emniyet veya zabıta aracılığıyla tespit edilecek tarafsız nitelikteki komşu işveren ve işyeri tanıkların dinlenilmesi suretiyle sonuca varılması gerektiği Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarındandır.(YHGK’nun 01.06.2011 günlü 2011/307 E -2011/366 K sayılı, 21.09.2011 günlü ve 2011/527 E–2011/552 K sayılı ilamları)
    Eldeki davada da, davacının kardeşine ait olan işyerinde sekreter olduğuna ilişkin beyanı karşısında, dava konusu dönemde yazdığı resmi yazılar ve teslim aldığı resmi evrakların olup olmadığı, yaptığı işlere ilişkin ve yazılı delil olmasa da delil başlangıcı niteliğinde herhangi bir belgenin olup olmadığı hususunda herhangi bir araştırmaya gidilmeksizin, davacının eşinin adres kayıtları ve kısa süreli çalışma sayılamayacak davaya konu dönemde davacının kimin yanında ve ne şekilde Antalya’da çalıştığı araştırılmadan, bu sürede, davacının iki çocuğunun kimin gözetiminde olduğu hususu ve tarafsız nitelikte tanıkların olup olmadığı araştırılmak yerine, işyerine komşu olduğu emniyet veya Kurumdan tespit edilmemiş olan tanık delili ile kuruma verilip verilmediği belli olmayan ücret bordrolarının esas alınmak suretiyle müfettiş raporunun aksinin ispat edildiği gerekçesi ile hüküm tesisi isabetsiz olup,usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu tür davalarda davacının çalışmaları ile ilgili tüm belgeler davalı kurumdan; puantaj kayıtları ve ücret tediye bordrolarının asılları işverenden getirtilmeli, iş bu belgelerden sigortalının imzasını içerenler yönünden imzanın davacıya aidiyeti davacı tarafından kabul edilenler ile inkâr edilip de aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan yine davacı tarafından hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilemeyenler bakımından, işbu yazılı belgelerin aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanması için davacıya delilleri sorulmalı dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler emniyet araştırması ve kurumdan sorulmak suretiyle saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, tespiti istenen dönemde davalı işyerinde Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, çelişkiler vaki olursa, usulünce giderilmeli, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde
    çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular doğrultusunda araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre bir karar vermesi gerekirken, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi