10. Hukuk Dairesi 2014/17934 E. , 2014/19405 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Kırıkkale 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 10.06.2014
No : 2006/86-2014/280
Dava, itirazın iptali ile icra-inkâr tazminatı istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtilen şekilde, davanın kısmen kabulüne, davalının yapmış olduğu itirazın iptaline takibin devamına, şartları oluşmadığından davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum tarafından, 01.12.1977 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasanın malullük sigortası hükümlerine göre maluliyet aylığı bağlanan davalının, 28.07.1990 tarihinde vefat eden 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olan babası üzerinden de ölüm aylığı aldığının, 20.10.2005 tarihli Kurum işlemi ile farkedilmesi üzerine alınan ölüm aylıklarının kesilerek 15.08.1990–23.09.2005 tarihleri arasındaki tutarı için yersiz ödendiği gerekçesi ile davalıdan tahsili amacıyla takip yapıldığı, davalının süresinde itirazı nedeniyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmakta olup, mahkemece davalının yersiz aldığı tutarı iadesi gerektiğine dair yaklaşımı yerinde ise de, iade miktarının belirlenmesi ve 5510 Sayılı Yasanın 96’ncı maddesinin uygulanma biçimi yönünden yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasanın 96. maddesi, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a)Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b)Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise, bu süre sonundan itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır…” hükmünü içermektedir.
Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın "Yersiz ve yanlış ödemelerin tahsilini düzenleyen 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin kasıtlı kusurlu davranıştan veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır. Dolayısıyla 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gerekmektedir.
Eldeki davada da, hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığının hak edilmemesine rağmen 01.08.1990 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmasına ilişkin Kurum işleminin hatalı olduğu kabul edilerek, 5510 sayılı Yasanın 96’ncı maddesinin “b” bendi gereğince uygulama yapmak üzere bilirkişiden hesap raporu aldırılmak ve davalıya şizofren teşhisi konulduğu dikkate alındığında, yersiz ödemelerden aldığı tutarı bilmesinin mümkün olmadığı gözetilmek suretiyle icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, 5510 sayılı Yasanın 96’ncı maddesinin a bendinin de uygulama kapsamı dışına çıkılarak, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya ayklrı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda idari davanın sonuca göre değerlendirme yapmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.