Hukuk Genel Kurulu 2016/2095 E. , 2018/187 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki “işçilik alacakları” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi Sıfatıyla) davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.12.2012 gün ve 2012/423 E., 2012/832 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 09.04.2014 gün ve 2013/12083 E., 2014/7485 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü:
I- 1 Ekim 2011 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) yürürlüğe girmiş, anılan Kanunun 450. maddesiyle de 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte yasa koyucu uygulamada birtakım sorunların ortaya çıkmasını engellemek için, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir.
Bu bağlamda 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi;
“Bölge Adliye Mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmi Gazetede ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanun’un temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
(2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454"üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
(3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Yukarıdaki madde metninden, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı açıkça anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL olarak değiştirmiştir. 5219 ve 5236 sayılı Kanunlara göre katsayı artışı uygulanarak bu sınırlar arttırılmıştır.
Direnme kararının verildiği 17.12.2015 tarihinde bu miktar 2.080,00 TL’dir.
16.07.1981 gün ve 2494 sayılı Kanun’un geçici maddesi ile temyiz ve karar düzeltme sınırlarına ilişkin değişikliklerin, Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara yönelik temyiz ve karar düzeltme istemleri hakkında uygulanacağı belirtilmiş; dolayısıyla, dava hangi tarihte açılmış olursa olsun, temyiz ve karar düzeltme sınırlarının saptanmasında, hakkında bu yollara başvurulan hükmün verildiği tarihteki yasal durumun esas alınacağı kabul edilmiştir.
Bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise, ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, yerel mahkemenin, Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.
Yeri gelmişken eldeki davada temyize konu alacak miktarının ne olduğunun açıklanmasında yarar vardır:
Davacı eldeki alacak davası ile diğer alacakları yanında yıllık izin ücreti alacağının da tahsilini istemiştir. Mahkemece verilen kararın, Özel Dairece bozulduğu, yeniden yapılan yargılama neticesinde, mahkemenin diğer alacaklar yönünden bozma kararına uyduğu, davacının toplam 1.563,24 TL yıllık izin ücreti alacağının bulunduğu gerekçesi ile önceki hükümde direndiği anlaşılmaktadır. Belirtilen ve direnmeye konu bu miktar direnme kararının verildiği 17.12.2015 tarihinde temyiz kesinlik sınırı olan 2.080,00 TL’nin altındadır.
Şu halde bozma ve direnme kararlarının kapsamı itibariyle davacının talep edebileceği toplam alacak miktarının 1.563,24 TL’nin altında olduğu uyuşmazlık konusu değildir.
Direnme kararının verildiği 17.12.2015 tarihi itibariyle temyiz (kesinlik) sınırı 2.080,00 TL olmakla, direnme kararı miktar itibariyle açık biçimde temyiz edilebilirlik sınırı altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yasa yoluna gidilmesinin miktar itibariyle mümkün olmadığı ve bu itibarla davalı vekilinin temyiz isteminin reddinin gerektiği oybirliği ile kabul edilmiştir.
II- Öte yandan Özel Daire bozma kararında “…davacı aylık ücretinin 1.200,00 TL olduğunu ileri sürmektedir. Davalı işveren davacının asgari ücret ile çalışmakta olduğunu savunmuştur. Davacı tanıklarından bir tanesi davacının 1.200,00 TL ücret aldığını beyan etmiştir. Diğer davacı tanığı ve davalı tanıklarının ücrete ilişkin net beyanları bulunmamaktadır. Mahkemece emsal ücret araştırması yapılmamıştır. Hâl böyle olunca davacının ücretinin tespiti bakımından mahkemece ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücret araştırması yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Belirtilen yön gözetilmeden verilen karar hatalıdır.” şeklindeki 2. bentte yer alan bozma nedenine mahkemece uyularak bozma doğrultusunda işlem yapılmıştır.
O hâlde, bozma kararına uyularak oluşturulan yeni hüküm Özel Dairesince incelenmediğinden, bu yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç: Yukarıda (I) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yıllık izin ücreti alacağı yönünden direnme kararına yönelik temyiz itirazlarının miktardan REDDİNE,
(II) numaralı bentte açıklanan nedenlerle uyulan kısım yönünden davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 22. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 07.02.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.