Esas No: 2017/188
Karar No: 2017/241
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2017/188 Esas 2017/241 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2017 / 188 KARAR NO : 2017 / 241 KARAR TR : 10.04.2017 |
ÖZET: Karayolunda meydana gelen trafik kazasında sigortalı aracın uğradığı hasar bedelini ödeyen sigorta şirketinin, zararın bir kısmının davalı idarece giderilmesi istemiyle açtığı rücuen tazminat davasının, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi gözetildiğinde ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : S.J. Sigorta A.Ş
Vekili : Av. A. T. A.
Davalı : Karayolları Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. İ.Ö. D.(Adli Yargıda)
O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketçe 76 AN 723 plaka sayılı araç için Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi tanzim edildiğini, sigortalı araç ile 07 AAD 25 plaka sayılı aracın 01/12/2005 tarihinde karıştığı kaza neticesinde 07 AAD 25 plaka sayılı aracın hasar gördüğü iddia edilerek araçtaki zarar bedelinin tahsili amacıyla müvekkili şirket ve Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/281 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, dava sırasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi"nden alman kusur bilirkişi raporunda müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün %50, işaretlemelerden sorumlu kurum ve kuruluşun %25 ve davacıya ait 07 AAD 25 plaka sayılı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirketçe dava tarihinden önce ödenen 2.000,00 TL mahsup edildikten sonra 4.000,00 TL yönünden davanın kabul edildiğini, kararın Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2015/20785 esas sayılı dosyasından icraya koyulması üzerine müvekkili şirketçe dosya borcunun tamamı olan 10,284,70 TL"yi 17/09/2015 tarihinde icra dosyasına ödendiğini, müştereken ve müteselsilen sorumluluk hükümleri çerçevesinde davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün kusuruna tekabül eden kısmın da müvekkili şirket tarafından ödendiğinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının sorumlu olduğu 5.142,35 TL"nin ödeme tarihi olan 17/09/2015"den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
ANKARA 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 18.10.2016 gün ve E: 2015/537, K:2016/349 sayılı kararı ile “…davacı sigorta şirketine Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan sigortalı araç ile dava dışı 07 AAD 25 plaka sayılı aracın çarpışması sonucu/zarar gören 07 AAD 25 plakalı araç işleteni tarafından Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/281 esas sayılı dava dosyası ila 26/11/2007 tarihinde maddi tazminat talepli olarak açılan davanın 16/09/2014 tarih, 2014/464 sayılı kararı ile kısmen kabulüne karar verildiği, karara istinaden davalılardan S.J. Sigorta A.Ş.’ nin kararın Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2015/20785 esas sayılı dosyasıyla icra takibine konulmuş olması nedeniyle borcun tamamını 17/09/2015 tarihinde icra baskısıyla icra dosyasına ödediği, müştereken ve müteselsilen sorumluluk hükümleri çerçevesinde o davada Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusur raporuna göre yol işaretlemesinden kaynaklı hizmet kusuru nedeniyle Karayolları Genel Müdürlüğü %25 oranında kusurlu olduğu belirlendiğinden bu kusur oranına istinaden Karayolları Genel Müdürlüğüne karşı rücuen bu davayı açtığı, Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/281 esas sayılı dava dosyasında Karayolları Genel Müdürlüğünün işaretlemeden sorumlu kuruluş olması nedeniyle işaretleme eksikliği nedeniyle %25 oranında kusurlu olduğuna dair İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 24/12/2013 tarih, 260/02082013/75679/7143 sayılı kusura ilişkin raporunun bulunduğu, verilen hükmün de bu rapora dayalı olarak verildiği, doğrudan hizmet kusuruna dayalı olarak açılan iş bu davanın esas itibariyle tam yargı davası türünden olduğu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi"nin trafik kazası sonucu hizmet kusuruna dayalı olarak doğrudan tazminat talepli olarak idare aleyhine açılan davalarda görevli yargı yerinin idari yargı yeri olduğuna dair yerleşmiş içtihatları da nazara alınarak bu davanın tam yargı davası türünden olduğu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) 2. Maddesinin birinci fıkrasının b bendi gereğince idare mahkemesinde tazminat davası olarak açılması gerektiği halde davanın hizmet kusuruna dayandığı bu nedenle davalı idare aleyhine idare mahkemesinde açılmayarak önce Asliye Hukuk Mahkemesinde açılarak usule aykırı davranıldığı” gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar vermiş, taraflarca temyiz edilmeyen kararın 14/12/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.
ANKARA 6. İDARE MAHKEMESİ: 01.03.2017 gün ve E:2016/5050 sayılı kararı ile “Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden; davacının, Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin E:2015/537 sayılı dosyasında tazminat istemiyle dava açtığı, Mahkemenin K:2016/349 sayılı kararıyla davanın görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine bakılmakta olan işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda aktarımı yapılan mevzuat ve maddî olayın birlikte değerlendirilmesinden; davanın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"ndan doğan tazminat davası olduğundan, uyuşmazlığın görüm ve çözümü, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 110.maddesi hükmü uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği sonucuna ulaşılmıştır.
Mahkememizin işbu dava bakımından görevsiz olduğuna ilişkin kanaat ile birlikte, bakılan davaya ait uyuşmazlığın ilk olarak Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin E:2015/537 sayılı dosyasına kayden işlem görmeye başladığı, davacının 24.12.2015 günlü dilekçesi üzerine açılan davanın 18.10.2016 tarih ve K:2016/349 sayılı karar ile "yargı yolu bakımından reddedilerek", davada İdarî yargının görevli olduğuna hükmedildiği görüldüğünden, gelinen aşamada ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Bu durumda, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun"un 19. maddesinde ifadesini bulan hükümler çerçevesinde görevli yargı yolunun belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi"ne başvuru yapılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, idari yargı yolunun görevsiz olduğu kanaatine ulaşılan işbu davada görevli olan yargı yerinin belirlenmesi maksadıyla, dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmesine, 2247 sayılı Kanun"un 19. maddesi gereğince Uyuşmazlık Mahkemesi"nce bu konuda bir karar verilinceye kadar işbu davanın incelenmesinin ertelenmesine” karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Birgül KURT, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 10.4.2017 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, sorumluluk sahasında kalan yolda meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle oluştuğu öne sürülen ve davacı şirket tarafından sigortalıya ödemesi yapılan zararın kusuru oranında davalı kurumdan rücuen tahsili istemiyle açılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu Kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş, aynı Kanunun, “Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri” başlıklı 7. maddesinde; “ Karayolları Genel Müdürlüğünün bu Kanunla ilgili görev ve yetkileri şunlardır:
a) Yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak,
b) Tüm karayollarındaki işaretleme standartlarını tespit etmek, yayınlamak ve kontrol etmek,
d) Trafik ve araç tekniğine ait görüş bildirmek, karayolu güvenliğini ilgilendiren konulardaki projeleri incelemek ve onaylamak,
e) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında, İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle, yönetmelikte belirlenen hız sınırlarının üstünde veya altında hız sınırları belirlemek ve işaretlemek,
f) Trafik kazalarının oluş nedenlerine göre verileri hazırlamak ve karayollarında, gerekli önleyici teknik tedbirleri almak veya aldırmak,
g) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında trafik güvenliğini ilgilendiren kavşak, durak yeri, aydınlatma, yol dışı park yerleri ve benzeri tesisleri yapmak, yaptırmak veya diğer kuruluşlarca hazırlanan projeleri tetkik ve uygun olanları tasdik etmek,
h) Yetkili birimlerce veya trafik zabıtasınca tespit edilen trafik kaza analizi sonucu, altyapı ve yolun fiziki yapısı ile işaretlemeye dayalı kaza sebepleri göz önünde bulundurularak önerilen gerekli önlemleri almak veya aldırmak,
j) (Değişik: 17/10/1996 - 4199/5 md.) Trafik zabıtasının görev ve yetkileri saklı kalmak üzere Bu Kanunun 13,14,16,17,18,47/a ve 65 inci maddeleri hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında suç veya ceza tutanağı düzenlemek; 47 nci maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen kural ihlallerinin tespiti halinde, durumu bir tutanakla belirlemek ve gerekli işlemin yapılması için en yakın trafik kuruluşuna teslim etmek,
k) Bu Kanunla ve bu Kanuna göre çıkarılmış olan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmaktır.” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.
Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.
2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)
Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.
Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, Ankara 6.İdare Mahkemesinin Başvurusunun Kabulü ile Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18.10.2016 gün ve E: 2015/537, K:2016/349 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 6.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18.10.2016 gün ve E:2015/537, K:2016/349 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 10.04.2017 gününde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Nuri NECİPOĞLU
|
Üye Ali ÇOLAK
Üye Birgül KURT |
Üye Yusuf Ziyaattin CENİK
Üye Mehmet AKBULUT |
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ
Üye Yüksel DOĞAN
|
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.