Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/9811 Esas 2016/8524 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/9811
Karar No: 2016/8524
Karar Tarihi: 04.10.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/9811 Esas 2016/8524 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, eski işyerinde çalışırken iş akdinin feshedilmesi sonrası 5.000 TL bedelli senet ile dolandırıcılık suçu işlemiştir. Ancak, senette alacaklı ve borçlu isimlerinin aynı yazılmasının hile teşkil etmediği, katılanın senedi denetim imkanı olduğu ve basit bir inceleme yapılarak durumun fark edilebileceği belirtilmiştir. Bu nedenle, dolandırıcılık suçundan beraat kararı verilmesi gerektiği ancak hükümde hatalı değerlendirmeler yapıldığı için kararın bozulduğu belirtilmiştir. Kararda, TCK'nın 157/1, 62, 52/2 ve 53. maddeleri ile 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi açıkça belirtilmiştir.
23. Ceza Dairesi         2015/9811 E.  ,  2016/8524 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 62, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 500 TL adli para cezası


    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Katılanın sanığın sahibi olduğu Küre Mühendislik isimli işyerinde çalışırken iş akdinin feshedildiği, ayrılışı sırasında sanık tarafından tazminat alacağı olarak 5.000 TL bedelli, 22/07/2010 tanzim, 30/08/2010 ödeme tarihli senet verildiği, sonrasında katılanın senette alacaklı ve borçlu olarak sanığın adının yazması nedeniyle geçerli bir senet olmadığını farkettiği, bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda;
    Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Sanığın suça konu senede alacaklı ve borçlu isimlerinin aynı yazılmasının sehven yapılan bir hata olduğuna ilişkin savunması, katılanın senedi denetim imkanı olup yapacağı basit bir inceleme ile durumu fark edebilecek iken senede bakmadığı, alacaklı ve borçlu kısmında aynı kişi isminin yazılı olmasının hile teşkil etmeyen eylem niteliğinde kaldığı anlaşılmakla, unsurları itibariyle oluşmayan dolandırıcılık suçundan beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
    2- Hükmün tefhim edildiği oturumda hazır bulunan sanık müdafiine son söz tanınmamak suretiyle duruşmaya son verilerek 5271 Sayılı CMK"nun 216. maddesine aykırı davranılması,



    A-) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 30 gün olarak tayin edilmesi,
    B-) Sanığın sabıkasının bulunmaması ve sanık müdafiinin son celse sanık hakkında lehe hükümlerin uygulanmasını talep etmiş olması karşısında; hükümde sanığın sabıkası olduğundan bahisle hakkında TCK"nın 50 ve 51. maddelerinin uygulanmamasına karar verilerek hatalı değerlendirme yapılması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04/10/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.














    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.