11. Hukuk Dairesi 2018/3928 E. , 2019/5568 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/05/2017 tarih ve 2016/378 E. - 2017/242 K. sayılı kararın davalı şirket vekili ve davalı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 10/05/2018 tarih ve 2017/1639 E. - 2018/532 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacıların “KÜLTÜR” ibareli tanımış seri markaları bulunduğunu, davalının "ESPANCOL İSPANYOL KÜLTÜR KOLEJİ" ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2014 111879 kod numarasını alan başvuruya yapılan itirazın nihai olarak TPMK tarafından reddedildiğini, oysaki başvuru markasının davacıların markalarıyla karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer olduğunu, aynı mal ve hizmetleri kapsadığını, dava konusu markada yer alan “ESPANCOL” ve “İSPANYOL” ibarelerinin yer ve ülke bildirici olduğunu, coğrafi kaynak ve bağlantı kurma nedeniyle halkı yanılgıya düşüreceğini, davalıların İspanya ve İspanyol kültürüyle herhangi bir bağlantılarının veya yasal izinlerinin olduğuna dair herhangi bir delilin bulunmadığını, 556 sayılı KHK."nın 7/g maddesi uyarınca yetkili mercilerden kullanmak için izin alınma koşulunu davalının yerine getirmediğini, davalının içinde “KANADA, İSVİÇRE, İTALYA, AVRUPA, AMERİKA, KUZEY AMERİKA, İSPANYA, İNGİLTERE” bulunan 292 adet marka başvurusu bulunduğunu, bu kadar farklı alandaki markayı kullanmalarının mümkün olmadığını, tescillerin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek TPMK YİDK’nın 2016-M-4393 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, mahkemenin yetkili olmadığını, davanın süresinde açılmadığını, iptali istenen markanın “ESPANCOL İSPANYOL” ön ekini içerdiğini, harf dizilimlerinin farklı olduğunu, iki ibarenin iltibas yaratmasının imkansız olduğunu, kötü niyet iddiasının somut veri ve beyanlarla ispatlanamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvurusu kapsamında mal ve hizmetler ile itiraza mesnet markalar kapsamındaki mal/hizmetlerin aynı veya aynı tür veya benzer olduğu, “KÜLTÜR” ibaresinin, başvurusu yapılan birtakım hizmetleri nitelediği ve dolaylı bakımdan çağrıştırdığı, ibarenin ekler almak suretiyle sıklıkla tescile konu edildiği, zayıf bir marka olduğu, “ESPANCOL İSPANYOL” ibarelerinin eklenmesiyle markalar arasındaki bütünsel izlenimin birbirinden farklılaştığı, ortalama düzeyde tüketici nezdinde bir bütün olarak yaratacağı algı ve izlenim itibariyle taraf markalarının benzer olmadığı, ancak davalı şirketin sağlık, hukuk, güzellik gibi farklı sektörlerde aynı ve yakın tarihte çok sayıda marka tescil başvurusu bulunduğunun, davalının bu alanlarda faaliyet göstermediğinin, yedekleme, engelleme ve spekülatif amaçla hareket ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’nun 2016-M-4393 sayılı kararının iptaline, 2014/111879 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket vekili ve davalı kurum vekili istinaf etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, taraf markaların asli unsurunu oluşturan "KÜLTÜR" ibaresinin tescili istenilen 41. sınıf hizmetler yönünden doğrudan tanımlayıcı bir niteliği bulunmamakla birlikte ayırt edici gücünün zayıf olduğu, uyuşmazlık konusu 41. sınıf kapsamında yer alan hizmetlerin her zaman satın alınmayan, ortalama tüketicisinin satın alma sürecinde daha dikkatli olacağı kabul edilen hizmetler olduğu, aralarında bütünsel olarak görsel ve işitsel benzerlik bulunmayan başvuru ile redde mesnet markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, benzerlik taşımayan marka tescil başvurusunun kötü niyetli olduğundan söz edilemeyeceği, ayrıca çok sayıda ve farklı marka tescil başvurularının yapılmasının kötü niyet göstergesi olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 18/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.