3. Hukuk Dairesi 2017/6723 E. , 2019/2509 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, şirketlerinin 10/03/2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesi gereği dava konusu ofiste kiracı olarak bulunduğunu, kira sözleşmesi imzalanırken sözleşme gereği davalılara depozito olarak 24.684,00 USD ödendiğini, kira sözleşmesinin kendileri tarafından davalılara gönderilen ... 35 Noterliği’nin 23/11/2012 tarih ve 45719 yevmiye no’lu ihbarnamesi ile feshedildiğini ve mecurun tahliye edilerek kiralayanlara teslim edildiğini, mecurun tahliye edilip davalılara teslimine rağmen depozito bedelinin davalılar tarafından iade edilmediğini, bakiye 12.641,00 USD’ nin tahsili talebiyle davalılar aleyhine ... 13 İcra Müdürlüğü’nün 2013/16110 E sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalı borçlular tarafından borca faize ve fer’ilerine itiraz edildiğini ileri sürerek,itirazın iptaline, icra takibinin devamına, asıl alacağın %40’ ından az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kendileri ile davacı şirketin hukuktan sorumlu genel müdür yardımcısı ... arasında mecurda meydana gelen hasarların giderilmesi bakımından mutabakat sağlandığını, hasar bedeli olarak taraflarına 22.730 TL ödenmesinin kararlaştırıldığını, davacı şirket tarafından bu bağlamda bir protokol hazırlanarak gönderildiğini ve 22.730 TL ‘nin tazmin edileceğinin bu protokolde de yer aldığını, davacı şirketin iş bu mutabakata uymadığını savunarak,davanın reddi ile lehlerine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalının ... 13 İcra Müdürlüğü’nün 2013/16110 E. sayılı takip dosyasına vaki itirazının 13 USD (Amerikan doları ) için iptaline, bu kısım için takibin devamına fazla istemin reddine;hükmedilen doların %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine; alacağın likit olmaması nedeniyle davalı vekilinin icra inkar tazminatı isteminin yerine olmadığına karar verilmiş,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davalı vekilinin tüm,davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6098 sayılı T.B.K.nun 316. (B.K.nun 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. (B.K.nun 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davacı kiracının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur.
Güvence Bedeli ise, ( depozito ) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun (TBK) 342. maddesinde düzenlenmiştir. Depozito (güvence), kira sözleşmesinin başında kiracı tarafından kiraya verene teslim edilir. Çoğunlukla para veya kıymetli evraktan oluşur ve kira sözleşmesi sona erdiğinde kiracının kiralanana verdiği zararların teminatını oluşturur.
TBK"nın "Kiralanın Gözden Geçirilmesi Ve Kiracıya Bildirme" başlıklı 335. maddesinde; "Kiraya veren, geri verme sırasında kiralananın durumunu gözden geçirmek ve kiracının sorumlu olduğu eksiklikleri ve ayıpları ona hemen yazılı olarak bildirmek zorundadır. Bu bildirim yapılmazsa, kiracı her türlü sorumluluktan kurtulur.
Ancak, teslim alma sırasında olağan incelemeyle belirlenemeyecek olan eksikliklerin ve ayıpların varlığı hâlinde, kiracının sorumluluğu devam eder. Kiraya veren, bu tür eksiklikleri ve ayıpları belirlediğinde, kiracıya hemen yazılı olarak bildirmek zorundadır." şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Somut olayda;taraflar arasında 10.03.2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin akdedildiği,söz konusu kira sözleşmesi kapsamında davacı kiracı tarafından davalı kiraya verene 24.684 USD ‘nin depozito olarak ödendiği,davacının 23.11.2012 tarihli noter ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiği ve mecuru tahliye ettiği,yine davacının noter kanalı ile 20.03.2013 tarihinde davalıya keşide ettiği ihtarname ile 24.683 USD depozito bedelinin iadesini istediği,davalı tarafça davacıya keşide edilen 05.04.2013 tarihli ihtarname ile ise,depozitonun tam olarak iade edilemeyeceği, 22.730 TL’sinin mecurun hasar ve eksiklik bedeli olarak mahsup edileceğinin bildirildiği,bunun üzerine davacı tarafça 19.04.2013 tarihli karşı ihtarname ile tek taraflı yapılan kesintinin hukuka aykırı olduğu ve depozito bedelinin tamamının iadesinin istenildiği,ancak davalı tarafça davacıya 24.683 USD’lik depozito bedelinden 12.641 USD kesinti yapılarak 03.05.2013 tarihinde 12.043 USD’nin iade edildiği ,davacının da davalıdan tahsil edemediği bakiye 12.641 USD’nin davalıdan tahsiline yönelik olarak ... 13. İcra Müdürlüğü’nün 2013/16110 E sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi yaptığı,davalının ise takibe itiraz etmesi neticesinde davacı tarafça eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, önce 1 inşaat mühendisi ve 1 hukukçu bilirkişi heyetinden 03.06.2014 tarihli bilirkişi raporu alınmış,tarafların söz konusu rapora itiraz etmeleri neticesinde ise mahallinde 16.10.2014 tarihinde 1 inşaat yüksek mühendisi,1 inşaat mühendisi ve 1 mimar bilirkişi ile icra edilen keşif neticesinde 27.11.2014 tarihli bilirkişi raporu alınmış ise de,her iki bilirkişi raporunun çelişkili olduğu ve mahkemece söz konusu çelişki giderilmeden ilk rapor hükme esas alınmak suretiyle karar verildiği anlaşılmakla,bu husus usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Kaldı ki,her iki bilirkişi raporundaki hesaplama yönteminin hor kullanma tazminatının belirlenmesine ilişkin olarak yukarıda ifade edilen yönteme uygun olmadığı da açıktır.
Bu itibarla mahkemece,yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle, alanında uzman ayrı bir 3’lü bilirkişi heyetinden rapor alınması,alınacak raporda davacının davaya konu ettiği bakiye depozito bedelinin iadesinin gerekip gerekmeyeceğine ilişkin olarak, dosya kapsamında yer alan CD,fotoğraflar ve diğer tüm bilgi ve belgeler de irdelenmek suretiyle hesaplama yapılması,davalı tarafça davacı tarafça meydana getirildiği iddia edilen hasarlardan hangilerinin hor kullanım hangilerinin olağan kullanımdan kaynaklandığı ayrı ayrı tespit edilerek, hor kullanmadan kaynaklanan hasar bedelinden yıpranma payı da düşülmek suretiyle hor kullanma bedelinin tespit edilmesi sonrasında davacının davaya konu ettiği bakiye depozito bedelinin iadesinin gerekip gerekmediği,gerekiyor ise bunun ne miktarda olduğunun belirlenmesi suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm,davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.