13. Hukuk Dairesi 2015/40367 E. , 2018/4124 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı ile aralarında sağlık hizmeti satın alma sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşme gereğince davalı kurumdan sosyal güvenlik hizmetinden faydalanma hakkına sahip hastaların tedavilerinin gerçekleştirildiğini, acil hastaları bakımından davalı kurumun yeşil alan uygulaması adı altında yeni bir uygulama başlattığını ve bu uygulama kapsamında davacı tarafından kesilen faturalar üzerinden 2012 Mart ayında 72 hastanın acil olmadığına karar vererek 33.144,10 TL, 2012 Nisan döneminde ise 48 hastanın acil olmadığı sebebiyle 23.223,73 TL olmak üzere toplam 56.367,83 TL kesinti yapıldığını ancak kesinti sebebi olarak bildirilen maddelere aykırı eylemlerinin bulunmadığını ileri sürerek, haksız kesintinin iptaline, kesinti yapılması halinde istirdadına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, Kurum işleminin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 56.367,83 TL cezai şartın geçerli olmadığının tespiti ve iptaline, 33.144,10 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 26/06/2008 tarihinde Başbakanlık tarafından yayınlanan Acil Sağlık Hizmetlerinin Sunumu ile ilgili 2008/13 sayılı genelge, Sağlık Bakanlığının 27/01/2012"de yayınlanan 2012/10 Yeşil Alan Genelgesi, Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği ve ilgili mevzuat hükümleri gereği acil servislere başvuran tüm hastaların acil hasta olarak değerlendirilmesi gerektiği, davalı kurumun maddi bir kaybının olmadığı ve konunun insan sağlığı olması gerekçeleriyle davanın kabulü cihetine gidilmişse de, Davacı ile davalı kurum arasında imzalanan 2012 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmet Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın alma sözleşmesi 11.1.10 maddesinde “SUT"ta belirtilen kurallar uyarınca Kuruma fatura edilmemesi gereken bir işlemin fatura edilmesi halinde bir fatura döneminde 3.000 TL"den az olmamak üzere işlem bedellerinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanır ve tespit edilen fiiller açıkça belirtilmek suretiyle SHS"ye tebliğ edilir." düzenlemesi mevcuttur. Yine SUT ve SHS sözleşmesi kapsamında Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanmasına başlanılan ve davacı tarafça buna uyulmamış olması iddiasının davanın esasını oluşturduğu “Acil Sağlık Hizmetlerinde Yeşil Alan Uygulaması”"nın ise hastalığı sebebiyle hastanelerin acil servislerine başvuran hastaların, gerekli teşhis ve tedavi hizmetini almaları ile bir ilgisi bulunmayıp, bu teşhis ve tedavi ameliyesi sonrası şikayet/hastalıkları belirlenen sigortalıların bu belirleme neticesi Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen kriterler uyarınca oluşturulan gruplar uyarınca davacı tarafından davalı Kuruma fatura edilmesi işlemine ilişkindir. Mahkemece, mütalaasına başvurulan Bilirkişi raporları ile, davaya konu Kurum işlemine sebep toplam 120 hasta içinde 7 adet hastanın durumunun acil vaka olduğu tespiti karşısında, geri kalan 113 hasta hakkında davacı tarafça gerçekleştirilen faturalandırma işleminin taraflar arasında imza edilen sözleşme ve bu sözleşme kapsamında uygulanmasına başlanan genelge ilke ve hükümlerine aykırı olduğu tespiti karşısında, taraflar arasındaki 2012 protokolünün dava konusuna ilişkin 11.1.10 maddesi hükmü ve genelge ile düzenleme altına alınan uygulama hükümleri açık olup, yine bu maddeye aykırılık halinde uygulanacak ceza da sözleşmenin ilgili maddesi ile açıkça düzenlenmiştir. Sözleşme ile hüküm altına alınan bu maddelere uyulmaması sözleşmeye aykırılık arz etmektedir. Hal böyle olunca, acil vaka olarak durumları doğru fatura edilmiş yedi adet hasta hakkında davalı Kurumca uygulanan işlem için gerekirse bu hastalara dair uygulanan kesinti miktarı davalı Kurumdan da sorulmak suretiyle belirlenerek davacı talebinin bu kısım kadarı için kabulü ile kalan bölüm için davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.