23. Hukuk Dairesi 2015/9415 E. , 2017/1978 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı şirket vekili Av. .... ve davalı şirket yetkilisi...."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar arasında yapı denetim sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin davalıdan Yapı Denetim Sözleşmesine istinaden 993.173,14 TL hak ediş alacağının bulunduğunu, davalının hak ediş bedelini ödemediğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 4. maddesinde "Yapı sahibi taksitini peşin olarak yatırmadan, müteakip bölümün devamına ilgili idarece izin verilemeyeceği ve yapı denetim uygulama yönetmeliğinin 7. maddesinde yapı sahibinin yapı denetimi hizmet bedeli taksitlerinin zamanında ödemekle yükümlü" olduğu ibaresinin mevcut olduğunu, alacağın tahsili amacıyla icra takibi yapıldığını, borçlunun icra takibine haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin inşaatın müteahhidi olup, yapı sahibinin dava dışı.... A.Ş. olduğunu, Yapı Denetim Kanunu"nun 2. maddesine göre Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesi"nin yapı sahibi ile denetim şirketi arasında akdedileceğini, yapı sahibinin yapı müteahhidini vekil tayin edemeyeceğini, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca Yapı Denetim Yönetmeliği’nin 25. maddesine göre, davacının aktif husumet ehliyetinin de bulunmadığını, esasta davacıya mesnet nitelikte ve miktarda borçları da olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın husumetten reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin 13.09.2012 günlü, 2012/6038 E., 2012/12846 K. numaralı kararı ile bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, işin geçici kabul tarihine isabet eden sözleşme süresinin 3.9.2009 tarihi itibariyle 5. uzayan dönem sonu itibariyle bakiye %5"inin tamamlandığı, 2009 yılı yapı yaklaşık birim maliyeti 561,00 TL ile uzayan döneme isabet eden % 4.82 orandan yapılan hesaplama ile 100.481,29 TL"ye ulaşıldığı ve davalının + 112.802,65 TL fazla ödemesi bulunduğu, hakediş borcu bulunmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasında 03.03.2005 tarihli “yapı denetim hizmet sözleşmesi” uyarınca hakediş ve ilave hizmet bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
6100 sayılı HMK"nın 266/1. (1086 sayılı HUMK"nın 275.) maddesi "Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir" hükmünü içermektedir. Aynı Kanun"un 282. (1086 sayılı HUMK’nın 286.) maddesinde belirtilen bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı ve hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği hükmü, HMK"nın 281. (HUMK"nın 283.) madde hükmü uyarınca bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği şeklinde anlaşılmalıdır. Yoksa, hakimin bir kez bilirkişi incelemesine karar verildikten sonra bundan dönerek uyuşmazlığın çözümünün hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki ve mesleki bilgi ile çözümlenebileceği kabul edilemez. Kaldı ki, somut uyuşmazlık çözümünde bilirkişinin rey ve mütalaasına başvurulmasını zorunlu kılar niteliktedir.
Mahkemece HMK"nın 266. maddesine göre bilirkişiden rapor alınmasına rağmen, daha sonra gerekçesi gösterilmeksizin rapordan ayrılınmıştır. Yapılan itirazlar karşılanmamıştır. Ayrıca yapı denetim hizmet bedellerine ilişkin ödemelerin önceden Belediyeye ödendiği de sabittir.
Bu durumda mahkemece, tüm bu hususların tespiti amacıyla içinde yapı denetim konusunda uzman bilirkişilerin katılımıyla oluşturulacak bilirkişi kurulundan tarafların iddia ve savunmalarıyla, rapora itirazlarını cevaplandırır şekilde ve taraflar arasındaki sözleşme irdelenerek, 4708 sayılı Kanun ve yönetmelikler ile belediyedeki kayıtlar da gözetilerek gerekçeli, ayrıntılı, denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.