Hukuk Genel Kurulu 2014/1337 E. , 2016/1009 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : 1-... temsilcisi
2-... temsilcisi
Taraflar arasındaki “tescil“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; .... Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 07.06.2012 gün ve 2011/155 E.-2012/71 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay ... Hukuk Dairesinin 04.04.2013 gün ve 2012/11021 E.-2013/5090 K. sayılı ilamı ile:
(...Davacı kadastro çalışmaları sırasında yol olarak paftasında gösterilen taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesi hükmüne göre yol, meydan ve köprü gibi orta malları haritasında gösterilmekle yetinilir.
Taşınmazın haritasında yol olarak gösterilmesi bir kadastro işlemi olup kadastro tutanağı düzenlenmediği için böyle bir işlem tespit dışı bırakma işlemi niteliğindedir. Böyle bir yerin TMK"nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddesi hükümlerine göre tapuya tesciline karar verilebilmesi için Yargıtay"ın yerleşmiş kararlarına göre haritasında yol olarak gösterildiği tarihten itibaren 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarruf edilmiş olması gerekmektedir.
Somut olayda dava konusu taşınmazın bitişiğinde bulunan davacıya ait 353 ada 38 sayılı parselin kadastro tutanağının tespit tarihine göre, 30.10.2008 tarihinde paftasında yol olarak gösterilmek suretiyle belirtilmiştir. O tarihten 22.12.2011 dava tarihine kadar kazanma süresi ve koşulları geçmemiştir.
Davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince paftasında “yol” olarak gösterilen taşınmazın tapuya kayıt ve tescili istemine ilişkindir.
Davacı, 2008 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 353 ada 38 parsel sayılı taşınmazın adına tespit ve tescil edildiğini, maliki olduğu taşınmazın batısındaki bölümün yol boşluğu olarak tespit harici bırakıldığını, ancak bu bölümün tespitten önce yol olmadığını ileri sürerek yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine temsilcisi davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi yol olarak gösterilen yerin davacıya ait avlunun kenarı olduğunu beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı Hazine temsilcisinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkemece davanın kadastro tespit öncesi nedene dayanılarak açılması ve kadastro tespit tarihi itibariyle zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık: somut olay bakımından davacı lehine TMK"nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi uyarınca tescil koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesi hükmüne göre yollar, paftasında gösterilmekle yetinilir.
Dava konusu taşınmaz, davacı adına tespit edilen 353 ada 38 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağına göre 30.10.2008 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol niteliği ile tespit harici bırakılmıştır.
Ayni haklar, başkaca bir yasal kısıtlama yok ise nitelikleri gereği her zaman ve herkese karşı ileri sürülebilirler. Bu nedenle tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanarak dava açılmasını sınırlayan herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
O halde davanın tespit öncesi zilyetlik hukuksal nedenine dayanılarak açılan taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğu ve kadastro tespiti öncesi zilyetlik nedeniyle kazanma koşullarının irdelenmesi gerektiğine değinen yerel mahkemenin direnme kararı yerindedir.
Ne var ki, Özel Daire bozma nedenine göre işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazları incelenmediğinden dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan, diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın .... Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440.maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.
...
19.H.D. Bşk.
...
15.H.D. Bşk.
...
14.H.D. Bşk.
...
21.H.D. Bşk.
...
20.H.D. Bşk.
...
1.H.D. Bşk.
...
18.H.D. Bşk.
...
23.H.D. Bşk.
...
22.H.D. Bşk.
...
13.H.D. Bşk.
...
...
16.H.D....V.
...
17.H.D....V.
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
MU