2. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/18896 Karar No: 2007/7599
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/18896 Esas 2007/7599 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Antalya 1. Aile Mahkemesi tarafından verilen ve temyiz edilen hükümde, boşanmaya neden olan olaylarda başka kadınla yaşayan davacı kocanın tamamen kusurlu olduğu belirtilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesi hükmünün tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği şeklinde yorumlanmaması gerektiği vurgulanmıştır. Bu düşünce, kendi kusuru nedeniyle bir hak elde etmenin hukuk ilkesine aykırı olduğu için kabul edilemez. Ayrıca bu düşünce, tek taraflı irade ile boşanma olgusunu ortaya çıkarır ve sistemimize aykırıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesine göre, boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek yoktur, daha fazla kusurlu olan tarafın da dava hakkı vardır. Ancak, boşanma kararı verilebilmesi için davalının da az da olsa kusurunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Mevcut olayda, evlilik birliğinin devamı davacının tutum ve davranışları nedeniyle temelden sarsılmıştır, ancak davalıya hiçbir kusur atfedilememiştir. Bu nedenle, yasal hükümlerin yanlış yorumlanarak boşanma kararı verilmesi hukuka ve usule aykırıdır. Kararda geçen kanun maddeleri; Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesi'dir.
2. Hukuk Dairesi 2006/18896 E. , 2007/7599 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
MAHKEMESİ :Antalya l. Aile Mahkemesi TARİHİ :20.07.2006 NUMARASI :805 - 829
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Toplanan delillerden boşanmaya neden olan olaylarda başka kadınla yaşayan davacı koca tam kusurludur. *Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. #Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. *Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2) #Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.08.05.2007 sa.