Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2805
Karar No: 2016/4252
Karar Tarihi: 13.10.2016

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/2805 Esas 2016/4252 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, bir eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli ve cezai şart alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesi istemiyle ilgili olarak verilen kararı incelemiş. İş sahibi olan davalı, alacağın likid olmadığını belirterek icra inkâr tazminatına hükmedilemeyeceğini savunmuştu. Mahkeme, davacı yüklenicinin iş bedeli alacağının ödenmesine ilişkin ihtarnamesinin tarihi konusunda yanılgıya düşmüş ve bu nedenle işlemiş faizin hatalı hesaplandığı sonucuna varmıştır. Ayrıca, davalının diğer itirazlarının reddine karar verilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 101/I. maddesi ve İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2. maddesi konusunda da açıklamalar yapılmıştır.
15. Hukuk Dairesi         2016/2805 E.  ,  2016/4252 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli ve cezai şart alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâline, takibin devamına ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece Dairemiz"in bozma ilâmına uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı yüklenici vekilinin tüm, davalı iş sahibi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davalı iş sahibinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Dava ve sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101/I. maddesine göre sözleşme ilişkisinden kaynaklanan alacaklara temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, borçlunun ihtarla temerrüde düşürülmesi gerekir ya da aynı maddenin II. bendi uyarınca taraflarca ödeme tarihinin kesin olarak belirlenmesi gerekir.
    Somut olayda davacı yüklenicinin iş bedeli alacağının ödenmesine ilişkin .... 4. Noterliği"nin 28.05.2004 gün, 09098 yevmiye nolu ihtarnamesinin davalıya tebliğ tarihi araştırılmamış ise de; davalı iş sahibi Mersin 6. Noterliği"nin 04.06.2004 tarihli 16862 yevmiye nolu cevap ihtarında davacının faturalarını iade ederek ödememe iradesini ortaya koyduğundan, 04.06.2004 günü itibariyle temerrüde düşmüş olup, mahkemece işlemiş faiz
    hesabının bu tarihten icra takibinin başlatıldığı 19.01.2005 gününe kadar yapılması ve işlemiş faizin, taleple bağlılık ilkesi uyarınca davacının talebini de aşmayacak biçimde temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasınca yayınlanan reeskont faiz oranları üzerinden hesaplanması gerekirken, davacının keşide ettiği ihtar tarihi 28.05.2004 günü davalı iş sahibinin mütemerrit olduğunun kabulü ile işlemiş faiz hesabında bu tarihin esas alınması ve yayınlanan reeskont faiz oranları gözetilmeksizin faizin saptanması doğru olmamıştır.
    Öte yandan itirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu"nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK"nun 07.06.2006 tarih, 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı ilamı).
    Somut olayda alacağın varlığı yapılan yargılama sonucu bilirkişi incelemesiyle saptandığından, alacağın likid ve borçlunun itirazında tamamen haksız olduğundan sözedilemez. Bu durumda mahkemece yasal koşulları oluşmadığından, icra inkâr tazminatı isteminin reddi gerekirken, kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi uyarınca davalı iş sahibi bakanlık harçtan muaf olduğu halde, davalıdan harç tahsiline karar verilmesi de isabetli olmamış, kararın bu yönden de bozulması uygun görülmüştür.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı iş sahibi yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 13.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi